Menü Altı
Menü Altı

“1963 Akritas Planı” konulu seminer düzenlendi

“1963 Akritas Planı” konulu seminer düzenlendi

Doruk Vakfı ile Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği iş birliğinde “1963 Akritas Planı” konulu seminer düzenlendi.

Dernekten verilen bilgiye göre, Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Gençlik Merkezi’nde yer alan seminerde, KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser ve Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora konuştu.

Seminere, Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, bazı milletvekilleri ve siyasi parti temsilcileri, dernek, sivil toplum örgütleri ve konuklar katıldı.

Açıklamaya göre Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre seminerin açış konuşmasını yaptı. Töre, Kuzey Kıbrıs’ın Türk milleti için milli bir dava olduğunu belirterek, Türk ordusunun 1878 yılında adadan çekilmesi sonucunda Kıbrıslı Türklerin zorluklarla mücadele ettiğini, ancak “bir gün Türk ordusu yine gelecek” diye gözünün hep yolda olduğunu kaydetti.

“Biz Türk ordusunu beklerken Rumlar Enosis peşindeydi” diyen Töre, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması, ardından Rumların Türklere saldırıları ve cumhuriyetin yıkılmasını anlattı.

Töre, 1974 yılında Rumların yeniden Enosis’i ilan ettiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Bu dönemde Rum saldırıları arttı. Türk ordusu tarafından 1967 yılında planlanan ancak yapılamayan çıkarma 1974 yılında yapıldı. Türk ordusu hem havadan hem de denizden Kıbrıs topraklarına geldi. Artık Türk ordusu Kıbrıs’tan gitmeyecekti, çünkü biz bunu çok bekledik. Bu topraklar Türk toprağıdır. 20 Temmuz 1974’te Türk ordusu ile mücahitler birleşti. Bu vatanı kanı kana, canı cana katarak vatan yaptık. Ne vatandan vazgeçeriz, ne de ana vatan Türkiye’den, çünkü biz bir milletiz. Bizim görevimiz Kuzey Kıbrıs’ı bizden sonraki nesillere sağlam bir şekilde teslim etmektir.”

Seminerin onur konuğu aynı zamanda konuşmacısı olan Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Genel Yılmaz Bora da, Rumların iki kez hazırladığı ancak Türk halkının adadaki varlığını sürdürme azmi ve kararı neticesinde sonuca ulaşamadığı soykırım planından söz etti.

Enosis’in önünde bulunan en büyük engelin adada bulunan Türk askerleri olduğuna vurgu yapan Bora, son zamanlarda masada “sıfır asker, sıfır garanti” düşüncesi üstünde durulduğuna dikkat çekti.

“Bugünlere nasıl gelindiğini öğrenmez ve tedbirlerini alamazsak yok olmaya mahkumuz” diyerek konuşmasını sürdüren Yılmaz Bora, tarihin gidilecek olan yolu gösterdiğini ifade etti, şöyle devam etti:

“21 Aralık toplumsal çatışmaların başladığı tarih değil, Rum saldırılarının başladığı tarihtir. Tahtakale’de başlayan olay daha sonra Kumsal ve Küçük Kaymaklıya dağılmıştır. Ama kahraman mücahit çok kısa bir süre içerisinde yer altından yeryüzüne çıkarak Lefkoşa’yı savunmuştur. Bizler, Kumsal mevkiinde Lefkoşa savunmasını planlarken yeterince gücümüz yoktu. Bu bilgiyi alan Rumlar, saldırıya geçti ve hepimizin bildiği acı olay yaşandı. Burada, Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğu katledildi. Birçok masum insan esir alındı ve katledildi. Haberleşmenin mümkün olmadığı, iletişimin sağlanamadığı bir ortamda beş kişiden oluşan bir ekiple oraya gidilirken bu ekip Rumlar tarafından pusuya düşürüldü. Burada üç kişi şehit olurken, iki kişi de yaralandı. Eğer bugün halkımız bütün bu zorluklara rağmen, soğuk savaşın en çetin dönemini yaşadığımız dönemde toplum olarak ayakta durabiliyorsa bu, Türk mücahitleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldığımız azim ve kararlılık ruhu sayesindedir.”

KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser de, 1963 Akritas Planı’nı bu dönemi birebir yaşayan insanlarla iletişime geçerek oluşturduğu özel arşivi aracılığıyla dinleyicilere sundu.

Rumların asıl planının, adada yaşayan bütün Kıbrıs Türklerini katletmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak (ENOSİS) olduğuna değinen Prof. Dr. Keser, bu plan neticesinde Kıbrıs Türklerine yönelik katliam girişiminin 21 Aralık 1963 günü başlatıldığını aktardı.  Keser, olayın başlamasının ardından kırılma noktasının Lefkoşa’da Kanlıdere diye bilinen Dereboyu’nda, Binbaşı Nihat İlhan’ın evde olmadığı bir zamanda Rumların saldırısı neticesinde eşi ve üç çocuğunun katledilmesi olduğunu dile getirdi.

Rumların 1963’te başlayan ve 1974’e kadar devam eden ENOSİS düşüncesi karşısında Kuzey Kıbrıs halkının direnişi üzerinde duran KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser, konuşmasının sonunda konuklardan gelen soruları da cevapladı.

Doruk Vakfı ile Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği iş birliğinde düzenlenen “1963 Akritas Planı” konulu seminer, Doruk Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Doruk Hastunç ve Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora’nın KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser’e teşekkür plaketi sunmasıyla tamamlandı.

(TAK)

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir