Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları çerçevesinde organize edilen Sosyalist Enternasyonal toplantısına katıldı.
Sosyalist Enternasyonal Başkanı George Papandreu’nun daveti ile katıldığı toplantıda, Cumhurbaşkanı Akıncı, üye devlet ve hükümet başkanlarına hitap ederek Kıbrıs Sorunu ile ilgili bilgilendi.
Dünyada artan eşitsizlik, yoksulluk ve iklim değişikliğinin alarm verdiğini, birçok bölgede savaş ve çatışmaların yaşandığına işaret eden Akıncı, bütün bunlar dikkate alındığında, Kıbrıs Sorunu’nun göreceli olarak diğerleri gibi bir savaş alanı olmadığını ama uzun yıllardır çözümlenmeyi bekleyen bir sorun olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı ‘ya iki kesimli siyasi eşitliğe iki kurucu devletli federal çözüm doğrultusunda ilerlenecek, ya da bu başarılamadığı takdirde kalıcı bölünme daha görünür hale gelecek’ dedi.
Yakın geçmişte 2 önemli fırsatın yitirildiğine dikkati çeken Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının istikrarlı olarak referans kavramlarının oluşması için 3 unsurun altını çizdiğini anlattı.
Etkin katılımın ne anlama geldiğini ve federasyonların olmazsa olmazı olduğunu dinleyicilere ayrıntılı olarak aktaran Akıncı, her otaklıkta kararları ortaklaşa olmanın kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Rum tarafında eşitliği ve kararlara etkin katılımı kabule yanaşmadığını da belirterek Rum tarafının 30 Haziran belgesini çarpıtmaya ve sulandırmaya çalıştığını söyledi.
Aslında şu anda Kırbıs Rum tarafının kabul etmediklerinin geçmişte uzlaşılan hususlar olduğunu ve bunların birer BM parametresi haline geldiğini ifade eden Akıncı, Anastasiadis’in farklı dönemlerde farklı kişilere farklı mesajlar verdiğini, 2 devletten, konfederasyona, gevşek federasyondan desentralize federasyona, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme kadar kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geldiğini belirtti.
Akıncı, dolayısıyla bir netliğe ihtiyaç olduğunu, gerek siyasi eşitlik gerekse sürecin artık bir 50 yıl daha uzayamayacağı için ucu açık olamayacağını, iyi tanımlanmış, iyi yapılandırılıp planlanmış ve ucu açık olmayan sonuç odaklı bir süreç olması gerektiğini, bunun Genel Sekreter’in raporlarına da girdiğini, uluslararası toplumun da buna yardımcı olması gerektiğini belirtti.
Doğal gaz konusunda da iki tarafın da hakkı olduğunu herkesin kabul ettiğini ve hidrokarbon konusunda 3 yolun izlenebileceğini anlatan Akıncı ‘Bunlardan biri Rolandis’in önerisi olan çözüme kadar moratoryum ilan etmek, bu olmazsa 13 Temmuz’da önerilen ortak komite ile bu konuyu birlikte yürütmek. Bu da olamıyorsa şimdi yapılmakta olduğu gibi ayrı ayrı yapmak. Bizim tercihimiz Kıbrıs Rum tarafı reddetmiş olsa da ortak komite kurulması’ diye konuştu.
