Menü Altı
Menü Altı

“Akıncı tabii ki Cumhurbaşkanım ama görevini unuttu”

“Akıncı tabii ki Cumhurbaşkanım ama görevini unuttu”

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu Er Meydanı’ndaydı…

“Yurt dışındaki vatandaşlara seçme seçilme hakkı, sayıları adadakilerden fazla olduğu için siyasi iradeyi etkileyecekleri kaygısıyla verilmiyor”

 “Federasyon seçeneği bitti… KKTC’nin tanınmasını istiyorum… Hayatta tek seçeneğimiz Rumlarla ortaklık değil”

“Ercan sözleşmesinin 4 yıl uzatıldığı kararın benim katılmadığım bir toplantıda alındı şeklinde gösterilmesini ben talep ettim”

“Ercan ihalesi konusunda talep edilen Meclis araştırmasında oy doğrultuma partimle birlikte karar vereceğim, Alnım açık, vicdanım rahattır”

“Dışişleri Bakanlığı arsa, elektrik, su dağıtmadığı için gereksiz görülüyor”

“Başkanlık sistemine geçilirse tek partili iktidarlar olur… Bizde yasama ve yürütme karıştı”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Meclis’te yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için “Cumhurbaşkanınız” ifadesi kullanmasının nedenini “Akıncı tabii ki cumhurbaşkanım ama görevini unuttu” diyerek açıkladı.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ta federasyon seçeneğinin bittiğini ve KKTC’nin tanınmasını istediğini yineledi.

Tahsin Ertuğruloğlu, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin seçme ve seçilme hakkı taleplerinin, sayılarının adada yaşayanlardan fazla olması ve siyasi iradeyi etkileyecekleri kaygısıyla bugüne dek yerine getirilmediğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Ercan Havalimanı sözleşmesinin 4 yıl uzatılmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının “katılmadığı bir toplantıda alındı” şeklinde gösterilmesini kendisinin talep ettiğini açıkladı.

Ertuğruloğlu, Ercan Havalimanı ihalesi konusunda talep edilen Meclis araştırmasında oy doğrultusuna partisiyle birlikte karar vereceğini belirterek, “Alnım açık, vicdanım rahattır” dedi; Meclis’ soruşturmasında güvenilir bir süreç olup olmayacağından şüphe duyduğunu ifade etti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu dün akşam Kıbrıs Genç TV’de konuk olduğu Er Meydanı programında, Mustafa Alkan’ın sorularını yanıtladı.

Eylül ayında New York, Washington ve ardından Londra’ya yaptığı ziyaretler hakkında bilgi veren Ertuğruloğlu, bazı kişilerin “ne işi var” şeklindeki yorumlarına şaşırdığını, BM Genel Kurulu’nun yapıldığı eylül aylarında her yıl Dışişleri Bakanlarının bu ziyaretlerde bulunduğunu anlattı.

İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Konferansı’ndaki temaslarına değinen Ertuğruloğlu, ayrıca düşünce kuruluşlarında sunumlar yaptığını, medyaya demeçler verdiğini, kongre üyeleriyle görüştüğünü ve tüm bunların lobicilik anlamında önem taşıdığını ifade etti.

“ABD’de sistem lobicilik üzerinden döner” diyen Ertuğruloğlu,Rum ve Yunanlıların bu kongre üyeleri üzerinde sürekli baskı kurduğunu kaydederek “Gitmesek eleştirilmemiz gerekirken gittik diye eleştiriliyoruz. Eleştiri yapan arkadaşların siyasi ve Kıbrıs konusuyla ilgili görüşleri bizimle örtüşmediğinden onların hoşlarına gitmeyen şeyler söyleyeceğimiz için karşı çıkıyorlar” dedi.

“2 lobi şirketiyle çalışıyoruz”

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, hem Londra’da hem de Washington’da Dışişleri Bakanlığı’yla çalışan iki lobi şirketi olduğunu, bunların çok eskiden anlaşmalar yapılmış şirketler olduğunu ve bunu doğru bulduğunu da ifade etti.

İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin seçme seçilme hakkı istediğini, geçmişte oradaki toplumu temsil etmekten uzak olan derneklerin ve konseyin bugün daha iyi, bilinçli ve etkili çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Tahsin Ertuğruloğlu, seçme seçilme talebinin gerçekleşmesinin sıkıntılı olduğunu belirtti.

“Ada dışında yaşayanların sayısı adadakilerden fazla… Siyasi iradeyi etkilemeleri ne kadar sağlıklı?”

Ertuğruloğlu, bunun gerekçesini “Ada dışında yaşayan insanımızın sayısı adadakilerden fazla. Dolayısıyla bu bir sıkıntı yaratıyor. Yurt dışında yaşayanların buradaki siyasi iradeyi etkilemesi ne kadar sağlıklı olur, bu da tartışma konusu. Ayrıca İngiltere’dekileri talebi haklı ancak orada sandık kurmamıza İngiliz makamları izin verecek mi?” sözleriyle açıkladı.

Ertuğruloğlu, ada dışındakilere oy kullanma hakkı tanımaya sınır kapılarından başlanabileceğini ancak bunu yıllardır engelleyenin sayı olduğunu belirtti.

“Bütçe yüzde 1”

Dışişleri Bakanlığı’na genel bütçeden sadece yüzde 1 pay ayrılmasının asla kabul edilebilir olmadığını ifade eden Ertuğruloğlu, “Tanınma sıkıntısı yaşayan bir ülkenin Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi genel bütçenin yüzde 1’i olamaz” diye konuştu.

Bakanlığa alınacak 20 meslek memuru için Kamu Hizmeti Komisyonu’nca açılan münhalde yaşanan süreci de anlatan Tahsin Ertuğruloğlu, sınav tüzüğünü değiştirerek yeniden İngilizce’den çeviri ve kompozisyonu getirdiklerini; 94 kişinin başvurduğu münhalde komisyonun 74 kişiyi uygun bulmadığını ancak gerekçelerinin de açıklanmadığını, aralarında İngiltere’den mezun kişiler olduğu halde İngilizcelerinin yeterli bulunmadığının söylendiğini anlattı.

“Biz bugün hâlâ 20 münhali dolduracak sınavı yapabilmiş değiliz. Kamu Hizmeti Komisyonu üst kademesi bizleri resmen düşman bilen bir noktaya geldi. Hiç anlaşamadık” diyen Ertuğruloğlu, sınava girebilecek 20 kişi kalmasına itiraz ettiklerini ve bazı elenenlere hak verilerek sayının arttığını, bu sınavın da seçimden önce yapılmasını istediklerini söyledi.

Ertuğruloğlu, her yıl istihdam edilebilecek personel sayısı ekonomik programla belirlendiğinden bakanlık için 20 münhali Ankara’nın onayıyla aldıklarını da açıkladı ve “Ne acıdır ki bu 20 kişiyi hâlâ alamadık.  Hiç olmazsa seçim yasakları girmeden bu sınav yapılsın” ifadelerini kullandı.

“Dışişleri arsa, elektrik, su dağıtmadığı için gereksiz görülüyor”

Tahsin Ertuğruloğlu, bakanlığına bakış açısının olması gereken gibi olmadığını belirterek “Ne gereği var böyle bir bakanlığa diye bir vizyon var. Dışişleri arsa dağıtmaz, elektrik, su, puan vermez, vatandaşın günlük yaşamı ilgilendiren ihtiyaçlarda hiçbir rolü yoktur. Siyasiler arasında bile ‘ne gereği var bu bakanlığa kapatın gitsin’ diyenler var. Dış politikaya bakış hiç sağlıklı değil” dedi.

“Hayatta tek seçeneğimiz Rumlarla ortaklık değil”

Er Meydanı programında Mustafa Alkan’ın Kıbrıs sorunu ve müzakere süreciyle ilgili sorularını da yanıtlayan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Hayatta tek seçeneğimiz Rumlarla ortaklık değil” diyerek müzakere yöntemine ve federal çözüm hedefine eleştirilerini yineledi.

Bugüne dek KKTC’nin tanınmasını öngören bir politika sahibi olunamadığını, şu anda yaygın tanınma gündeme gelse büyükelçilikleri açacak kadro bile olmadığını söyledi.

Türkiye ile özerk cumhuriyet ilişkini seçeneklerden biri olarak başından beri saydığını kaydeden Ertuğruloğlu, “Ne demek ‘dışişleri ve savunmayı Türkiye’ye devredelim’ diyorlar. KKTC’ye inanan biri olarak ben bunda sakınca görmüyorum. Tercihim budur diye değil ama bizi eleştirenlerin yaklaşımı hâlâ Rumlarla ortaklık dışında başka seçeneğimiz yoktur noktasında. Güneydeki seçimlerden sonra müzakerelere dönelim vizyonunu kabul etmemiz asla mümkün değil” diye konuştu.

“Federasyon seçeneği bitti”

Ertuğruloğlu, “Federasyon seçeneği bitmiştir, konfederasyona kapı açıktır” diyerek masaya iki eşit ve egemen devlet olarak oturulabileceği ve Rum tarafının bugüne kadarki avantajlarının ortadan kalkması gerektiği görüşünü ifade etti.

“Akıncı tabii ki cumhurbaşkanım ama görevini unuttu”

Tahsin Ertuğruloğlu, Meclis’te Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için “Cumhurbaşkanınız” ifadesini Akıncı görevini unuttuğu için söylediğini savunarak “Tabii ki cumhurbaşkanımdır ama Sayın Akıncı KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu kendisi bilmiyor” dedi.

Akıncı’nın Kıbrıs’ta ayrılık olacaksa buna da masada karar verileceğini söylediğini ancak Rum tarafının bunu görüşmeyi kabul etmediğini, bunun için masaya da gelmeyeceğini söyleyen Ertuğruloğlu, “Koşulları biz zorlayacağız. Çözüm isteyen taraf biziz. Hakları ihlal edilen, ambargolar altında yaşayan, kurduğu ortaklık devletinden atılan, silah zoruyla her türlü vahşeti yaşayan biziz. Bazı arkadaşlar, bu konumdaki bizi niye dünyaya kanıtlama zorunda hissediyor?” diye sordu.

“İlhak mı istiyorsunuz?”

Mustafa Alkan’ın “Siz ilhak mı istiyorsunuz?” sorusuna “Ben KKTC’nin tanıtılmasını istiyorum” yanıtını veren Ertuğruloğlu, ülkedeki yetersizlikler yüzünden eleştiriler yapılabileceğini ancak bunların tanınmaya engel olamayacağını söyledi. Ertuğruloğlu, “Engel olsaydı 200 ülkenin 199’unun tanınmaması lazımdı çünkü bu ülkelerin bazılarının şartları bizden kötü” dedi.

“Gerekirse vururuz değil gerekirse vurulur”

Doğal gaz konusundaki bir demecinde “gerekirse vururuz”  değil “gerekirse vurulur” dediğini belirten Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, bunu Rumların hırsızlığını engelleme kararlılıklarını vurgulamak için söylediğini ifade etti.

Ertuğruloğlu, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Rum ve Maronitlere yardımlardan vergi konusundaki tartışmalarda özün dikkatlerden kaçırıldığından yakınarak “Bu, beni bu konuda eleştirenlerin bilinçli şekilde karalama, hakaret etme sevdasından kaynaklanır. Bizim derdimiz para kazanmak değil, Rum politikasına karşı çıkmak” dedi.

Rum tarafının, kuzeydeki Rum ve Maronitler için “tutsak” ifadesini kullandığını ve bu insanların işgal altında esir yaşadığı, “yaşamlarını idame ettirebilmek için de işgal altındaki vatandaşlarıma yardım gönderiyorum politikası” sürdürdüğünü kaydeden Ertuğruloğlu, bugüne dek seslerini çıkarmadıklarını ancak müzakereler çökünce “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediklerini ve BM yetkililerini de bilgilendirdiğini anlattı.

“Vergi alınmasını bakanlardan biri önerdi”

Ertuğruloğlu, konuyu Bakanlar Kurulu’nda açtığında gümrük vergisi alınmasını bakan arkadaşlarından birinin önerdiğini de açıkladı.

Bu kararı eleştirenlerin Viyana Anlaşması’ndan söz ettiğini ancak bu anlaşmanın yapıldı yıllarda sınır geçişleri olmadığından anlam taşıdığını; 2003’ten sonra ise geçişlerin başladığını ve anlamı kalmadığını belirten Ertuğruloğlu “Bu konuda duyarlılık gösterenler, Kıbrıs Türklerinin ihlal edilen hakları noktasında nerededir?” diye sordu.

“Muhtaç insanlar varsa Çalışma Bakanlığı sahip çıkacak”

Ertuğruloğlu, süreci Rum ve Maronitler arasında eğer muhtaç insanlar varsa onlara KKTC hükümeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sahip çıkması kararlılığıyla götürdüklerini belirterek “Bugüne kadar bilgimizde olmayan mağduriyetleri varsa karşılamaya hazırız. ‘Ne halleri varsa görsünler, gümrük alırız, sürünsünler’ gibi bir yaklaşımımız yoktur” diye konuştu.

Ertuğruloğlu, hükümetin gidişatı konusundaki soruyu yanıtlarken koalisyonda kendisini çok rahatsız eden bir şey olmadığını, daha çok Kıbrıs konusuna önem verdiğini ifade etti.

“‘Hiç olmazsa katılmadığım toplantı tarihini kullanın’ dedim”

Ercan Havalimanı ihalesi ve dönemin Ulaştırma Bakanı olması nedeniyle hakkındaki eleştiriler konusunda da konuşan Tahsin Ertuğruloğlu, sözleşmenin 4 yıl uzatılmasına karşı çıktığını, itirazlarını hem yazılı hem sözlü ilettiğini ve bir fuar için Türkiye’ye gittiğini, döndüğünde, katıldığı son Bakanlar Kurulu toplantısında alınmış bir karar olarak olayın bağlandığını görünce “eğer bu kararı mutlaka bu şekilde almak kararlılığındaysanız hiç olmazsa benim katılmadığım Bakanlar Kurulu tarihini kullanarak geçirin” dediğini anlattı.

Ertuğruloğlu, kararın alınmasının ve hükümetle şirket arasındaki sözleşmenin farklı şeyler olduğunu belirterek, Ercan’daki denetleme konusunda da açıklamalarda bulundu ve özetle şunları söyledi:

“4 yılda bitmesi gereken Ercan ihalesinden söz ediyoruz. Ortada hiçbir şey yok. Ne terminal, ne pist ne de başka bir şey var. Sadece mevcut terminalin rötuşlenmesi ve kiralanması var. Kim nasıl isterse bu konuyu gündeme getirsin. Tahsin Ertuğruloğlu devleti tek kuruş bile zarara sokmadı. Tam aksine devlete mali külfet yaratmama adına Ercan ihalesinin hızlanması için denetim mekanizmasını yaratmaya çalıştım. Tek hatam bu süreçte hiçbir şekilde güvenli olmayan ortamı unutarak kendimi güvenceye almayı ihmal etmek oldu.”

“Meclis soruşturmasında oy doğrultuma partideki toplantıda karar vereceğim”

CTP’nin Ercan’la ilgili Başbakan ve kendisi dahil iki bakan hakkındaki soruşturma önergesine  oyunun ne olacağı sorusu üzerine Ertuğruloğlu, buna UBP’de yapılacak toplantıda karar verileceğini söyledi.

“Alnım açık vicdanım rahat”

“Meclis araştırma komitesinin performansı buysa soruşturma komitesinde Allah bilir ne olacak diye kuşkum yok değil” diyen Ertuğruloğlu, “Kararı partide alacağı, alnım açık, vicdanım rahattır. Ama birileri siyasi amaçla şaibelendirmeyle suçlar yıpratmaya çalışırsa da bu zevki kimseye tattırmayız” ifadelerini kullandı.

Ertuğruloğlu, Meclis soruşturmasında güvenilir bir süreç olup olmayacağından şüphe duyduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Erken seçim konusunda hodri meydandan haberiniz var mıydı?” sorusu üzerine “Her grup toplantısında ne kadar erken seçime gidersek o kadar daha iyi diye konuşuyorduk ama ben 7 Ocak’ı Londra’dayken duydum. Grup toplantılarında böyle bir tarih ifade edilmedi. Toplantılarda ağırlıklı bakış açısı bir an önce erken seçime gidilmesi görüşüydü” dedi.

UBP’nin duruşunda 7 Ocak’ı değiştirme olmadığını ifade eden Ertuğruloğlu, Seçim Yasası’nın gerçek anlamda çarşaf liste öngörmediğini, öyle olsaydı bir partinin amblemi altında 50 adayın sıralanacağını kaydetti.

“Başkanlık sistemine geçilirse tek partili iktidarlar olur”

Başkanlık sistemine geçilmesi halinde tek partili iktidarların olacağını söyleyen Tahsin Ertuğruloğlu,”Milletvekilleri bakan olduğu sürece hangi seçimle gidersek gidelim ülkenin arzu ettiği atılımı gerçekleştireceğini düşünmem. Başkanlık sistemin geçilmeli. Milletvekili yasama, bakan yürütmedir. Bizde bunlar karıştı, hem yasama hem yürütme şapkası aynı kişide. Gerekirse milletvekili sayısı azalsın, bakanlar dışarından atansın, milletvekili olma kararlılığıyla hareket edenler gelsin” ifadelerini de sözlerine ekledi.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir