Menü Altı
Menü Altı

TC Dışişleri Bakanlığı: Kararlar Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi etkilemeyecek

TC Dışişleri Bakanlığı: Kararlar Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi etkilemeyecek

ürkiye Dışişleri Bakanlığı, AB Dış İlişkiler Konseyinin aldığı kararları yazılı açıklamayla değerlendirdi.

Açıklamada, “AB Dış İlişkiler Konseyinin dün yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bu kararlarda, KıbrısAdası’nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip KıbrısTürklerinden hiç bahsedilmemesi veKıbrıs Türkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB’nin Kıbrıskonusunda ne kadar ön yargılı ve taraflı olduğunu göstermektedir.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada alınan kararlarla Rum/Yunan ikilisinin, AB üyeliklerini kendi maksimalist pozisyonları doğrultusunda nasıl suistimal ettiklerini ve diğer AB ülkelerinin de buna nasıl alet olduklarının en son örneği olduğu vurgulandı.

Açıklamada, “Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerinin kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızın korunması ve Kıbrıs Türklerinin, Ada’nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması olmak üzere iki boyutu vardır” edildi.
Açıklamada “İlk boyutta, Türkiye’ninKıbrıs meselesi çözülmeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmak için görüşmelere başlaması söz konusu değildir. Zira Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963’ten beri KıbrısTürklerini temsil etmediği için, bizim veKıbrıs Türklerinin gözünde gerçek bir devlet değildir” ifadesine yer verildi.

Kıbrıslı Türklerin veKıbrıslı Rumların siyasi eşitliği üzerine kurulanKıbrıs Cumhuriyeti’nin, 1963’te sona erdiği hatırlatılan açıklamada, “Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalmasının sebebi de Kıbrıslı Rumların 1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini kabul etmemesidir.” denildi.

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin muhatabının Türkiye değil, KKTC olduğunun altı çizilen açıklamada, “AB’nin bu gerçekleri kabul etmeden, KıbrısTürklerini azınlık olarak değil, Kıbrıs Adası’nın ortak sahibi olarak görmeden, Kıbrısmeselesini anlaması ve yapıcı bir katkıda bulunması mümkün değildir.” ifadesine yer verildi.
Kıbrıs Türklerinin, 13 Temmuz’da yaptığı ve Türkiye’nin de tam destek verdiği kapsamlı iş birliği önerisinin çözüm için önemli bir fırsat teşkil ettiği belirtilerek, “AB’nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada’daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, Türkiye aleyhinde kararlar almaya yönelmesi etkisiz, gerçeklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır.”denildi.

Türkiye’nin, hem kendi haklarını, hem deKıbrıslı Türklerin haklarını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla korumaya devam edeceğine işaret edilen açıklamada, Türkiye’nin bu yöndeki faaliyetlerini daha da artıracağı vurgulandı.

Açıklamada, “Bu hususta, KıbrısTürklerine verdiği sözleri 26 Nisan 2004’ten beri tutmayan AB’nin bize söyleyeceği bir sözü de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü gibi Türk halkı için çok önemli bir günde alınmış olması da manidardır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir