Bu sonuca, tıp profesörleri tarafından ölümle burun buruna gelmiş hastalar üzerinde yapılan bir araştırma vasıtasıyla ulaşıldığı belirtildi. Doktorlar gerçekleştirdikleri deneyde, hastaları 20 dakika ölü bıraktıktan sonra hayata geri getirdi.

Çalışma, gönüllü olarak başvuran 900 kişi üzerinde gerçekleştirildi ve 4 yıl sürdü. Araştırma sırasında epinefrin ve dimethytryptamine karışımından meydana gelen bir ilaç da kullanıldı. Bu maddeler, ölüm ve yeniden canlanma sırasında vücudu canlı tutmaya ve olduğu gibi korumaya yarıyor.

Araştırmanın ilk adımında hastalar klinik olarak ölüm haline getiriliyor. Sonra, koma haline sokuluyor. Koma halindeyken hastalara epinefrin ve dimethytryptamine  ilaç kombinasyonu veriliyor. Yeniden canlandırma sırasında ilaçlar hastanın kanından ozonla temizleniyor. Bu süre komaya girdikten sonra 18 dakika sürüyor.

Bu deney, bir tür kalp masajı aleti olan ve Auto Pulse ismi verilen cihazın keşfinden sonra yapılıyor. Bu makina yıllardır, en az 40 dakika en fazla 1 saat arası ölü kalan hastalar için kullanılıyor.

Çalışmanın başındaki doktor tüm gönüllülerin tecrübelerini izledi ve analiz etti. Tüm tecrübelerin birbirine çok benzer olduğu görüldü. Gönüllülerin hatırladıkları şeyler küçük farklılıklar olmasına rağmen hemen hemen aynı.

Neredeyse tüm gönüllüler güvende olma, vücuttan ayrılma, sıcaklık, ayrışma, huzur gibi hisler ve güçlü bir ışık hissettiklerini açıkladı. Gönüllülerin dini inançlarının hissedilen şeylere ve yaşanan tecrübelere hiçbir etkisi olmadığı kaydedildi.

Deneyin tam sonuç vermesi için katılımcılar Müslüman, Yahudi, Hindu, Hristiyan ve ateist inançlarına sahip insanlardan oluşturuldu.

Daha önceleri yapılan ölümden sonra yaşam çalışmaları hipotezler üzerine kuruluydu ve halüsinasyon olarak değerlendiriliyordu. Fakat bu çalışma ölümden sonraki yaşam için bize kanıtlar sunuyor.

Sonuçlar bazı insanlar için kabul edilemez olabilir ama en azından ölümden sonra yaşam var mı sorusuna bir cevap araması bakımından kayda değer.