Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC’deki vatandaşlıklar ve nüfus politikalarıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Nüfus konusunun hayati olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen bir törende konuşan hekim örgütlerinin başkanlarının, tümüyle nüfus konusuna değindiklerini ve nüfusu belli olmayan bir ülkenin sağlıklı sağlık politikası olamayacağını ifade ettiklerini belirtti.
Kendisinin de bu törende düşüncelerini paylaştığını anımsatan Akıncı, bu konunun toplum açısından önemli olduğunu kaydetti.
Akıncı, “Bunun, polemik konusu yapılmasını arzu etmem. Hükümeti veya herhangi bir bakanlığı hedef yapmak için de söylenmiş değildir. Toplumun hassasiyetlerini bugüne kadarki tüm hükümetlerle yaptığım toplantılar ve ilgili bakanlarla da paylaştığım gibi bunu toplumla paylaşmanın da bir gereklilik olduğu kanaatindeyim” dedi.
‘Bu konuyla ilgili rahatlamaya neden olacak olan nedir, neler yapılmalıdır’ noktasında birkaç söz söylemek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, 2015-2016 yıllarındaki müzakerelerde de bu başlığın yer aldığını hatırlattı.
Dönemin İçişleri Bakanlığı’nın ilgili bakanlık olarak kendilerine bazı veriler verdiğini ve bunların müzakere masasında da paylaşıldığını kaydeden Akıncı, önceki ve mevcut rakamlarla ilgili bilgiler de verdi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, köken farkı gözetmeksizin KKTC kimlik kartı taşıyan yurttaş sayısının o dönemde 220 bin olarak açıklandığını, bunların 190 bininin yurtiçinde 30 bininin ise yurtdışında yaşadığını ifade etti.
Akıncı, “Son rakamlara bakıldığında ise ‘O zaman bakan kimdi, şimdi kim, bundan tamamen bağımsız olarak, şimdi İçişleri Bakanı 350 bin diyor. Dün Meclis’te 252 bin dendi. Bu sadece yurtiçindekilerin rakamı. Bu rakamlar doğru ise yurt dışında yaşayan 100 bin yurttaş var” dedi.
Bu konuyla ilgili bir sorgulama yapmak gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı, şöyle konuştu;
“3 yıl önce 30 bin olan bu rakam gerçekten 100 bine mi ulaştı ? 220 bin nüfus şimdi 350 bin olduysa 130 bin fark nasıl oluştu ? son hükümette veriler 130 bin vatandaş yapılmadığını gösteriyor. İddia 130 bin vatandaş yapıldığı değil, bunların hangisi doğru hangisi yanlıştır konusudur.
Yurtiçinde izinli olup yurttaş olmayanların da ilavesiyle bu rakam 374 bine çıkıyor. Maliye Bakanı ise 800 bin diyor. Bu iki rakam arasında 400 binden fazla fark var. İzinsiz yaşayanlar mı var ? Bundan toplum rahatsız. Halkın hislerine tercüman olduğumu hissediyorum, bu popülizm değil. Yapılan sadece toplumun duygularına tercüman olmak. Toplum da bu gidişattan rahatsız”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçen haftalarda işlenen Gökhan Naim cinayetiyle ilgili olarak da konuştu.
Akıncı, sokak ortasında katledilen Naim’in cinayetiyle ilgili olarak bir kısım kişinin arandığını ve bu şahısların da 3’üncü ülke vatandaşları olduklarını belirtti.
Herhangi bir köy kahvesine gidildiğinde bile artık Türkiye’den değil de 3’üncü bir ülkeden gelen insanların hizmet ettiğini gözlemlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı, “Bu ırkçılık değildir. Ama bu nüfus sayısı, yapısı nedir ? Kim nerede ne yapar ? Bunu toplumun bilme hakkı var. Bunu toplumsal bir beraberlik ve konsensusla yapmalıyız” dedi.
Ülkede nüfus sayımının mutlaka yapılması gerektiğini kaydeden Akıncı, kimin vatandaş, kimin izinsiz olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtti.
Akıncı, bununla beraber çağdaş bir vatandaşlık yasası da gerektiğini anlatarak, kimin nasıl vatandaş yapılacağının toplumların iradesinde olduğunu söyledi.
Akıncı, “Yıllarını buraya vermiş, burayı vatan bilmiş insanları yapmayalım demiyorum. Ama bir ülkenin vatandaşlığı da bu kadar kolay olmamalıdır. Nüfus politikası belirlenirken, nüfus sayısından çok, o nüfusa yaşatılan hayat kalitesi de önemlidir” dedi.
Bir ülkenin eğitimi verimli, sağlık hizmeti kaliteli ve tüm bu yükü çeken bir trafik sistemi olmasının esas olduğunu dile getiren Akıncı, “Bütün mesele budur, çoğalalım da nasıl olursa olsun çoğalalım değil” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı olarak ülkede kaos görmek istemediğini vurgulayan Akıncı, sözlerini şöyle sonlandırdı;
“Sağlıklı, kaliteli eğitim, sağlık, trafik olsun. Bu topraklarda yeteri kadar insan yaşasın. Karnı doysun, iyi, mutlu, huzurlu bir hayat sürsünler. Sanıyorum bu ortak hedef olmalıdır. Bunun için yapılması gerekenler de bellidir. Umarım bu çağrı doğru algılanır. Polemik unsuru olmaktan öte, çünkü böyle bir niyetim yok, toplumsal sorun olarak değerlendirilir. Bunun için çıkış yollarını da birlikte buluruz”
(BRT)
