Menü Altı
Menü Altı

Kalın’dan Doğu Akdeniz için çağrı

Kalın’dan Doğu Akdeniz için çağrı

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın,  Doğu Akdeniz’de petrol aramalarıyla ilgili kurulan bir rejim ve düzenin olduğunu, hem KKTC, hem de Güney Kıbrıs’ın ortak bir çalışmayla, petrol arama faaliyetleri yapması yönünde baştan beri ortaya konulan bir prensip bulunduğunu, Rum tarafının bu ilkeyi sıkça ihlal ettiğini belirtti.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

İbrahim Kalın, Doğu Akdeniz’deki petrol aramaları konusunda ABD’nin yola çıkardığı gemiye Türkiye’nin de eşlik ettiği iddialarının hatırlatılması üzerine, onlara ait bölgelerle ilgili bir sorunun olmadığını dile getiren Kalın, şöyle devam etti:

“Bizim tespit ettiğimiz kendi münhasır bölgelerimize çakıştığımız yerler var. Buralarda bir hukuksuzluk, ihlal olduğu zaman her zaman her yönden devreye girdik. Bundan sonra da bu ilkemiz değişmeyecek. Arama gemisinin oraya gelmesi meselesiyle ilgili bir sürecin ilerlediğini biliyoruz ama 6. filo henüz oraya gelmiş değil. Bunun henüz intikali gerçekleşmiş değil. Bu çerçevede bizim girişimlerimiz devam ediyor.

Bir çağrı yapmak isterim; gelin Doğu Akdeniz’i bir çatışma ve ihtilaf bölgesi değil, bir uzlaşı ve ortak fayda bölgesi haline getirelim. Bunun için Kıbrıs’ta Türk tarafı ile Rum tarafı bu çizdiğimiz çerçevede ortak bir çalışma yapsınlar, biz de Türkiye olarak buna destek verelim. Bunun içerisinde Yunanistan olabilir, başka ülkeler olabilir, bununla ilgili bizim bir sorunumuz yok ama egemenlik haklarını ihlal edecek şekilde birtakım gayri kanuni yollardan oralarda arama çalışmalarına girerseniz bunun tabii ki sonuçları olur ve Türkiye de gerekli adımları atmaktan hiçbir zaman çekinmez.”

“Putin’in vereceği talimatların sakinleştireceğini bekliyoruz”

Doğu Guta konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede saldırıların sonlandırılması konusunda Rusya tarafından bir güvence verilip verilmediğinin sorulması üzerine Kalın, Doğu Guta’daNusra gibi belli terör unsurlarının olduğunu belirterek, bunların Doğu Guta’dan çıkarılması halinde çatışmasızlık bölgesi olarak tayin edilmesinin mümkün hale gelebileceğini dile getirdi.

Terör gruplarının ayrıştırılıp Doğu Guta’dan çıkarılmasıyla ilgili bir müddettir devam eden bir çalışma olduğunu belirten Kalın, bunun tam manasıyla hayata geçirilemediğini ifade etti.

Kalın, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuları Rusya Devlet Başkanı Putin ile detaylı bir şekilde görüştüğüne dikkati çekerek, şöyle dedi:

“Bu grupların buradan çıkarılması, insani yardımların ulaştırılması bir insani yardım koridorunun açılması ve ateşkes süresinin uzatılması konusuyla ilgili epey detaylı bir konuşma yaptı. Sayın Putin de bu konuda gerekli talimatları vereceğini söyledi. Önümüzdeki günlerde bunun somut neticelerini göreceğimizi umut ediyoruz. Yaklaşık 400 bin kişinin yaşadığı bölgede farklı grupların iç içe geçtiği meskun mahallerde bugün şu saatte şu iş çözülür demek zor. Özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız Hakan Bey, bu konuyu Ruslar, İranlılar ve muhalefet kanadıyla yakın takip ediyor. Bütün unsurların bir araya getirilip bunun yapılması gerekiyor ki bu ateşkes sağlansın.

Sayın Putin’in verdiği talimatlar çerçevesinde önümüzdeki birkaç gün içinde ciddi bir sakinleşmenin gerçekleşmesini bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızın bugün Ruhani ile yapacağı telefon görüşmesinde de temel konumuz bu olacak.”

“Bizim için stratejik beka konusu”

Üçlü mekanizma toplantısı için Washington’a gidildiğini belirten Kalın, bu konuda Türkiye’nin beklentisinin belli olduğunu söyledi.

Kalın, zaman zaman Türkiye’nin Batı ekseninden uzaklaştığı Amerika ile ilişkilerini bozduğu yorumların yapıldığına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu iki konu Amerika Birleşik Devletleri için taktik konular olabilir. Suriye’de YPG ve PYD’ye verilen destek onlar açısından taktik bir nitelik arz ediyor olabilir. Bizim için artık bunlar stratejik beka konusu haline gelmiştir. Türkiye’ye 30 yıldır savaşan bir terör örgütünün Suriye koluyla iş tutmak, onlara orada bir hayat alanı açmak stratejik maliyeti olan bir konudur. Türkiye bu konuda çok net bir tavır almıştır. Bundan asla vazgeçmeyecektir. Bizim yaptığımız görüşmeler konusunda bizim onlara sunduğumuz alternatif YPG/PYD dışında diğer aktörlerle stabilizasyon yerel bölgelerde, şehirlerde kasabalarda güvenliğin sağlanması hayatın normale dönmesi bunların YPG/PYD dışındaki gruplarla yapabilirsiniz. PKK’lı olmayan Kürtlerle, Türkmenlerle, Araplarla ve diğer gruplarla yapabilirsiniz biz bunun örneğini de gösterdik.”

Kalın Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde 2 bin 200 kilometrekarelik alanın temizlendiğini vurgulayarak, “Orada şu an PYD, YPG, DEAŞ ne de rejim var. Orayı yerel halk kendisi yönetiyor ve hayat normale dönmeye başladı. 150 binden fazla Suriyeli geri döndüler. Demek ki bu olabiliyor.” ifadesini kullandı.

Beklentilerinin YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi, Menbiç’ten ayrılması olduğunu aktaran Kalın, şunları kaydetti:

“FETÖ konusundaki beklentimiz de iade talebi dahil olmak üzere FETÖ’nün hem Türkiye’de işlediği suçlar hem de Amerika’da işlediği suçlarla ilgili, vize sahtekarlığı, para aklama okullar üzerinden yürütülen diğer operasyonlar bunlarla ilgili, artık Amerika Birleşik Devletleri’nin adım atması. Bu konuyu da arkadaşlarımız detaylı bir şekilde konuşacaklar umarım beklediğimiz yönde netice alırız. Bu ikinci oyalama taktiği olarak tecelli edecek olursa ilişkiler üzerinde olumsuz bir havanın esmesine de sebep olacaktır.”

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir