Eğer bir ülkede Maliye Bakanı “Bütçe ilk kez artı verdi” diyorsa, her yıl ne zaman ödeneceği merakla beklenen 13. maaşların Aralık ayı başında “şak” diye ödeneceğini açıklıyorsa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sosyal Sigortalar’ın borçlanmadan maaş ödemeye başladığını söylüyorsa, devletin tarımcıya, çiftçiye, turizmciye, müteahhite borcu yoksa, dünya piyasalarının iki katı fiyatına satılan lüks araçlar hellim-ekmek gibi gidiyorsa, kişi başı 150 TL’ye dayanan meyhanelerde rezervasyonsuz yer bulunamıyorsa, daha 5 sene önce 50 bin Sterlin’e satılan arsalar bugün 150 bin Sterlin’e kapış kapış gidiyorsa, çatır çatır yeni oteller, takır takır yeni üniversite binaları inşa ediliyorsa, zamanında sinek avlayan kafelerde ve barlarda bugünlerde oturacak yer bulunamıyorsa, dövizin rekor üstüne rekor kırdığı dönemde halk hiçbir lüksünden vazgeçmiyorsa, Girne’de bir avuç toprak bir avuç altından daha değerli hale geliyorsa, İskele’de lüks siteler, Güzelyurt’ta yurtlar, Mağusa’da rezidanslar, Lefkoşa’da apartmanlar birbiri ardına dikiliyorsa, işsizlik neredeyse ortadan kalktıysa, sadece kredi kartlarından milyonlarca Euro’nun Rum tarafına aktığı görülüyorsa, bankalarda mevduatlar zirve yaptıysa, turizmde rekorlar kırılıyorsa, oteller full çekiyorsa, hafta sonları Lefkoşa ve Mağusa’nın Surlar İçi, Girne’nin limanı adım atılamayacak kadar kalabalık oluyorsa, Metehan’da kuyruklar oluşuyorsa, yabancı yatırımcılar gözünü Kuzey Kıbrıs’a dikiyorsa, bu işin içinde bir iş var arkadaş…
Çünkü bütün bunlar olurken…
Baraja kadar getirilen su ülkeye dağıtılamıyorsa, seyrüsefer ücretleri hâlâ çok pahalıysa, harçlar yüksekse, elektrik üretimi için yeni bir santral yapılamıyorsa, bazı devlet daireleri yıkılmaya yüz tutmuşsa, bazı okullar çöküyorsa, belediyelerin ve devlet kurumlarının çoğu batıksa, hastaneler çağ dışıysa, internet hızımız hâlâ 3’lerde geziyorsa, her yağmur yağdığında yollar göle dönüyorsa, çocuklarımızı götürebileceğimiz Avrupa standartlarında bir parkımız bile yoksa, yollar yol olmaktan çıkmışsa, engellilerimize gereken önem gösterilmiyorsa, rekor kırdığı söylenen turizm için hâlâ kendi hava yolu şirketimiz kurulamıyorsa, sokaklardaki aydınlatma lambaları kendi kendilerini bile aydınlatamıyorsa, yediğimiz gıdalar düzgün denetlenemiyorsa, nüfus bile doğru dürüst sayılamıyorsa, denizlerimiz lağımla doluyorsa, çevre bilinci diye bir konu konuşulmuyorsa, vallahi de billahi de bu işin için bir iş var arkadaş.
Diyeceksiniz ki “nedir bu iş?”
İnanın bunun “mantıklı” bir cevabını ben de bulamıyorum.
Ama bazen düşünmeden edemiyorum…
Acaba kasten mi yap(m)ıyorlar?