Menü Altı
Menü Altı

Erhürman’dan Ankara’da siyasi eşitlik vurgusu

Erhürman’dan Ankara’da siyasi eşitlik vurgusu

Başbakan Tufan Erhürman, Kıbrıslı Türklerin sadece adanın etrafındaki veya içindeki doğal zenginliklerden pay alacak faydalanacak bir unsur olmadığını, bu konuda karar verecek iki unsurdan biri olduğunu vurgulayarak  “Siyasi eşitlik kavgamız da tam da bundan çıkar. Tam da bu yüzden, Türkiye Cumhuriyeti ile ortak hassasiyetimiz Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği meselesidir. Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin güvence altında olmayacağı bir anlaşmanın sürdürülebilir bir anlaşma olmayacağı herkesin malumudur” dedi.

Ankara’da temaslarını sürdüren Erhürman, TC Başbakanı Binali Yıldırım’la ortak basın toplantısındaki konuşmasında misafirperverliğe teşekkür ederek ve TSK’nın Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşenlere başsağlığı, yaralılara ise geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.

Erhürman, son derece yararlı bir toplantı olduğunu belirterek, Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri birlikte ele alıp değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.

Erhürman, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in yeniden seçilmesinin ardından yaptığı açıklamaların, Kıbrıs konusundaki müzakere sürecinin yeniden başlamasına çok da fazla katkı yapan açıklamalar gibi görünmediğini dile getirdi.

Tufan Erhürman, Anastasiadis’in, hitrokaron konusunda yaşananlarla ilgili söylediklerinin, Kıbrıslı Türklerin statüsü konusunda henüz net bir algıya sahip olmadığını gösterdiğini de kaydetti.

Kıbrıslı Türklerin sadece adanın etrafındaki veya içindeki doğal zenginliklerden pay alacak faydalanacak bir unsur olmadığını belirten Erhürman, Kıbrıs Türkünün, zenginlikler konusunda karar verme hakkına sahip iki unsurdan biri olduğuna vurgu yaptı.

Siyasi eşitlik

Erhürman, “Siyasi eşitlik kavgamız da tam da bundan çıkar. Tam da bu yüzden, Türkiye Cumhuriyeti ile ortak hassasiyetimiz Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği meselesidir. Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin güvence altında olmayacağı bir anlaşmanın sürdürülebilir bir anlaşma olmayacağı herkesin malumudur” diye konuştu.

4’lü koalisyon hükümetinin göreve başlamasının üzerinden henüz bir ay geçmediğini anımsatan Erhürman, ekonomik ve sosyal kalkınma alanındaki ciddi projeleri bulunduğunu, bunu Başbakan Yıldırım’la paylaştıklarında icraat hedeflerinde aynı şeyi düşündüklerini görmekten son derece mutlu olduklarını söyledi.

Başbakan Tufan Erhürman, “TC’nin ekonomik ve sosyal kalkınma alanında bu dönemde ürettiğimiz projelere maddi manevi katkı koyma kararlılığını görmek bizi son derece mutlu etmiştir” dedi.

Kıbrıslı Türklerin spor, kültür-sanat, ekonomi, ticaret ve diğer alanlarda daha çok dünyaya açılmak, daha görünür olmak istediğini vurgulayan Erhürman, hukuki tanınma olmasa da halkın varlığının tanınmasının kendileri için son derece önemli olduğunu söyledi.

Spor, ihracat, kültür sanat alanlarında temsil edilebilmeyi bir insan hakları meselesi olarak gördüklerini kaydeden Erhürman, bu konularda TC’nin desteğine ihtiyaç duyduklarını ve Yıldırım’ın da bu konularda birlikte çalışacaklarını söyledi.

TC Başbakanı Yıldırım’ın “Evinize hoş geldiniz” sözüne cevaben de Erhürman “Evet biz biraz da Ankaralı sayılırız ama yine de burada misafir olarak bulunuyoruz. Misafirperverliğiniz için teşekkür ederim” dedi.

Soruları da yanıtladılar

“Bizim tarafımızdan asla hoş karşılanmaz”

Son dönemde Kıbrıs’ın güneyinde sondaj gemileri ve onların çevresindeki askeri gemilere ilişkin hareketlilik yaşandığı hatırlatılarak, “Exxon Mobile enerji şirketine ait sondaj gemilerinin bölgede ABD’ye ait 6. Filo’nun koruyacağına dair iddialar var. Böyle bir adımın bölgedeki gerginliğe etkisi ne olur?” sorusuna TC Başbakanı Yıldırım, şu cevabı verdi:

“Kıbrıs adasının etrafındaki her türlü doğal zenginlikler, hidrokarbon kaynakları adada yaşayan gerek Kuzey’de gerekse Güney’de yaşayan bütün halkın ortak varlığıdır. Dolayısıyla buralarda tek taraflı girişilen faaliyetler asla bizim tarafımızdan hoş karşılanmaz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bunu hoş karşılamaz. Ne zaman olur bu faaliyetler? Gerçek anlamda iki taraflı bir devlet oluşumu, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm adada elde edilirse bütün kaynakların, adada yaşayanların refahına yönelik olarak değerlendirilmesi pekala söz konusudur.

Bunun dışında emrivakilerle oldu bittilerle yapılacak bu ve benzeri kışkırtıcı faaliyetler karşılığını da uygun bir şekilde görecektir. Ada etrafında herhangi bir yeraltı zenginliğinin dışarıya çıkarılmasında muhatap adada aranıyorsa o muhatap hem Kuzey’dir hem Güney’dir. Bu iki muhatabın mutabık kalmadığı bir çalışma bizim açımızdan tehdit olarak, Kuzey Kıbrıs’ın egemenlik haklarına bir ihlal girişimi olarak değerlendirilir. Bunun kimin tarafından yapıldığının önemi yoktur.”

Erhürman: “Şu anki işaretler çok da umut verici değil”

Başbakan Tufan Erhürman da yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis’in müzakere sürecinde Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin kabul edilmesinin olmazsa olmaz şartları olduğunu fark etmesi gerektiğini belirterek, “Sürdürülebilir, yaşayabilir, kalıcı bir barış süreci siyasi eşitliğin üzerine bina edilecekse edilecektir. Böyle bir noktaya gelinirse elbette müzakere süreci tekrardan başlayabilir ama şu anki işaretler açıkçası maalesef bu konuda çok da umut verici görünmüyor.” dedi.

“Kıbrıslı Türkler iki asli unsurdan biridir”

Öte yandan KKTC Başbakanı, Kıbrıs’ın güneyindeki sondaj çalışmalarını yürütecek Exxon Mobile enerji şirketine ait sondaj gemilerinin bölgede ABD donanması tarafından korunacağına ilişkin sorulara da cevap verdi.

Anastasiadis’in “Kıbrıs’ın güneyindeki sondaj gemilerinin çalışmalarına ilişkin bin fon kurulacağı, fona aktarılan paralardan daha sonra Kıbrıslı Türklerin de payını alacağı” şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Erhürman, Rum liderin iki taraf arasında yapılan anlaşmalarda hidrokarbon yatakları konusundaki yetkinin federal devlette olması ve bundan güç alarak bu işi sürdürdükleri minvalindeki açıklamalarının yanlış olduğunu vurguladı.

Erhürman, “Burada mesele şudur. Bir kere federasyon henüz kurulmadığına göre federal devletin yetkileriyle bugünkü GKRY’nin yetkilerini özdeşleştirmek doğru değildir. İkincisi, tekrar vurguluyorum, Kıbrıslı Türkler bir fondan bir parayı almak suretiyle bundan yararlanacak bir unsur değildir. Kıbrıslı Türkler bu konuda karar verecek olan iki asli unsurdan biridir.” ifadelerini kullandı.

KKTC’nin bu sürecin öznesi olduğunu vurgulayan Erhürman, GKRY ile kendilerinin muhatap olması gerektiğinin altını çizdi. “Çözüm süreci ancak başarıya ulaşırsa Ada’nın etrafındaki zenginliklerin paylaşılabileceği meselesi kabul edildiği takdirde çözüm motivasyonunun artırılması mümkündür.” diyen Erhürman, ancak Kıbrıs Rum tarafının bu zenginliklerden tek başına yararlanabileceğini görmesi halinde çözüme yönelik bir motivasyonun geliştirilmesinin mümkün olmayacağını belirtti.

Erhürman, “Dolayısıyla eğer herkes samimiyse, sorunun bir an önce çözülmesi gerektiği iddiasında bu motivasyon kaynaklarının da doğru değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir