Gazimağusa’da, “Çifte Mazgal” olarak bilinen ve 1 milyon taştan oluştuğu belirtilen tarihi Martinengo Tabyası’nda, Kültürel Miras Teknik Komitesi çalışmaları çerçevesinde gerçekleştirilen koruma (konzervayon) çalışmaları tamamlandı.
Avrupa Birliği’nin mali ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın teknik katkılarıyla yapılan çalışmaların sona ermesi vesilesiyle dün akşam halka açık bir etkinlik düzenlendi.
Kültürel Miras Teknik Komitesi’nden alınan bilgiye göre, etkinliğe Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar, Cumhurbaşkanlığı Siyasi ve Tarih Danışmanı Meltem Onurkan Samani, Avrupa Komisyonu Yapısal Reform Destek Birimi Direktörü Mary McCarty ve Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin Kıbrıslı Türk Başkanı Ali Tuncay ile Kıbrıslı Rum Başkanı Takis Hadjidemetriou’nun yanı sıra geniş bir halk topluluğu katıldı.
Ali Tuncay
Etkinlikte ilk konuşmayı Yapan Kültürel Miras Teknik Komitesi Kıbrıslı Türk Başkanı Ali Tuncay, kültürel miras ve farklı kültürler artık çatışmaya değil, her iki toplumun işbirliği, barış ve refah içerisinde yaşamasına katkıda bulunan bir unsur haline gelmesi gerektiğini söyledi.
Kültürel mirasın korunması için gerekli teknik ve mali yardımların engellenerek kültürel miras korunamayacağını ifade eden Tuncay, Kaleburnu Köyü’nde erozyon sebebiyle yok olma tehlikesinde olan eski eserleri kurtarmak amacıyla kazı yapan Kıbrıslı Türk arkeologlara yapılan suçlamanın iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını belirtti.
Tuncay, kültürel mirasın artık Kıbrıs sorunun bir parçası olmaktan çıkartılması amacıyla bu yönde uygulanmakta olan tüm engellerin ve kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin birlikte çalışabilmesi ve birlikte üretebilmesi durumunda ne kadar verimli olunabileceğini gösterdiğini söyleyen Tuncay, birbirine empoze etmeden, saygı, eşitlik karşılıklı güven temelinde çalışarak Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların yararına olacak çalışmalar yapabileceğini gösterdiklerini kaydetti.
Tuncay, Kıbrıslı Türk yetkililere çağrı yaparak; Mağusa gibi kültürel miras eserlerinin yoğun olarak bulunduğu mekanların sürdürülebilir bakım ve idamesi için yeni bir mekanizma oluşturulması gerektiğine dikkati çekti.
Mevcut sistemin eserlerin sürdürülebilir bakım ve idamesine yeterli olanak vermemesi sebebiyle Kültürel Miras Teknik Komitesi çerçevesinde konzervasyonu gerçekleştirilen eserlerin çok kısa sürede eski kötü durumuna gelebileceği uyarısında bulunarak, Kültürel Miras Teknik Komitesi olarak bu konuda katkıda bulunmaya hazır olduklarını söyledi.
Hadjidemetriou
Kıbrıslı Rum Başkan Hadjidemetriou ise ortak tarihi zenginlikleri kurtarmanın istenmesi durumunda, çatışma ve suçlamayı bir kenara bırakma gerektiğini ve her iki toplum arasında ortak amaç içeren bir güven ve işbirliği ilişkisi oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Hadjidemetriou, surların Kültürel Miras Teknik Komitesi’yle konuşarak şunları söylediğini kaydetti:
“Sizin küçük çekişmeleriniz ve hesaplarınızdan dolayı, biz yok olmak üzereyiz ve biz yok olduğumuz zaman siz de yok olacaksınız. Biz olmadan siz gelecekte nasıl olacaksınız? Eserler ve bu toprakların tarihi olmadan siz nasıl var olacaksınız? Şunu da anlayın: Eğer Mağusa surları yani biz yok olursak Kıbrıs kültürel mirasının tamamı da yok olacak. Medeniyet oraya buraya saçılmış birbirinden bağımsız parçalardan ibaret değildir. Medeniyet bir al-ver meselesi değildir, pazarlığı yapılamaz ve şartlar ve koşullar kabul etmez. Eserler takas edilemez, birinin yerini bir başkası alamaz. Yüzyıllar, nesiller ve tarihi olayların günümüze kadar getirdiği tek bir kültür ve medeniyet var. Buna bu şekilde bir bütün olarak bakarsanız bunu doğru boyutlarıyla görebileceksiniz.”
Mccarty
Avrupa Komisyonu Yapısal Reform Destek Birimi Direktörü McCarty, Avrupa Birliği’nin, 2009’dan itibaren en başından beri, Teknik Komite’nin önemli çalışmalarını desteklemesinden gurur duyduğunu, bu şekilde ada genelinde 60’tan fazla kültürel miras alanının korunması sağlandığını ve 2012’den bu yana, Avrupa Birliği’nin, ada genelindeki zengin ve çeşitli kültürel mirasın korunması için 11,7 milyon Euro katkıda bulunduğunu anlattı.
McCarty, Kıbrıs’ta güven yaratma ve ortak başarı elde edilmesi için böylesine çarpıcı bir örnek oluşturan iki toplumlu komitenin başarılı çalışmalarını finanse etmeye ve desteklemeye devam etmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Mc Carty, bir zamanlar savunma amaçlı bir yapı olarak inşa edilen Martinengo Tabyası’nın Kültürel Miras Teknik Komitesi üyeleri için bir işbirliği ve birlik kaynağı haline geldiğini gördüklerini söyledi. Komitenin Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum üyelerinin, adanın zengin kültürel mirasını gelecek nesiller için korumak adına çok şeyler yaptığını ifade eden McCarty, güven inşa etmek ve daha da önemlisi, barış, uzlaşı ve ortak iyilik için birlikte çalışmanın mümkün olduğunu göstermek için çok fazla zaman ve emek harcadıklarını belirtti.
Spehar
Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar, Birleşmiş Milletler Barış Gücü olarak Kıbrıs’ta güven ve uzlaşıyı oluşturmayı amaçlayan çalışmaları sürekli olarak desteklediklerini, kültürel miras alanındaki projelerin de bu anlamda büyük rolü bulunduğunu söyledi.
Spehar, Mağusa’da kültürel miras eserlerinde yürütülmekte olan çalışmaların sadece kültürel ve tarihi önemi bulunmadığını, aynı zamanda sosyo-ekonomik gelişmeyi de arttıran bir unsur olduğunu kaydetti. 1550 yılında askeri amaçlarla inşa edilen surların yüzlerce yıl boyunca savaş ve hatta korkuyu temsil ettiklerini ifade eden Spehar, iki toplumun ortak çabasıyla restore edilen bu eserin bugün her iki toplumun kendi çocukları ve torunları, yabancı ziyaretçilerin Kıbrıs’ın zengin mirasını takdir etmeleri ortak arzusunu sembolize ettiğini vurguladı.
Spehar, Kültürel Miras Teknik Komitesi çerçevesinde yürütülen çalışmaların tüm ada için ilham kaynağı olabileceğini ifade etti.
Zennaro
Son olarak söz alan UNDP-PFF sorumlusu Tiziana Zennaro, 2018’e kadar Mağusa’nın en önemli kültürel miras alanlarının 8’i korunmuş ve toplumlarına geri verilmiş olacağını ve bu 8 alanın tamamlanan Othello Kalesi, Martinengo Tabyası ve Canbulat ile Deniz Kapısı arasında kalan Surlar ve koruma çalışmalarının devam ettiği Ravelin/Kara Kapısı, St. Mary, St. Mary Karmel Kilisesi, St. Anne Kilisesi ve Tabakhane Mescidi olduğunu söyledi.
Zennaro, bunlara, pek yakında tasarımları başlayacak olan Canbulat ve Deniz Kapısını da ekle gerektiğini kaydetti. Martinengo Tabyası’nın Mağusa’daki favori projelerinden bir tanesi olduğunu belirten Zennaro, etkinliği gözünde canlandırmaya çalışarak dehlizlerinde yürürken hem iç hem dış alandaki mekanlarının çok yönlülüğünü ve potansiyelini düşünmekten kendini alamadığını belirtti.
Konuşmalardan sonra katılımcılar küratörlüğünü Ayhatun Ateşin’in yaptığı heykel sanatçısı Ruhiye Onurel ve Ressam Nicolas Panayi’nin eserlerinin yer aldığı sergiyi izlediler ve Marinengo Tabyası üzerinde düzenlenen konseri dinlediler.