En Ust

10 Şubat 2025

Menü Altı
Menü Altı

Belçika’da 200 gündür hükümet kurulamıyor

Belçika’da 200 gündür hükümet kurulamıyor

Federal sistemle yönetilen Batı Avrupa ülkesi Belçika, tarihinde pek çok kez deneyimlendiği üzere, bir kere daha hükümet kurma krizinden geçiyor.

Üç resmi dili olan ülke, federal hükümetin yanı sıra Flaman Bölge Hükümeti, Valonya Hükümeti, Brüksel-Başkent Bölgesi Hükümeti, Fransız Toplumu Hükümeti, Alman Toplumu Hükümeti olmak üzere 6 hükümetle yönetiliyor.

Avrupa Birliği (AB) ve NATO başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapan yaklaşık 12 milyon nüfuslu ülkede hükümet kurulması süreci, üst üste kırılan rekorlar nedeniyle her defasında dünya gündemini meşgul ediyor.

Ülke 1979 seçimlerinin ardından 107 gün, 1988’de 148 gün, 2007’de 194 gün, 2010’da 541 gün, 2019 seçimleri sonrası ise 652 gün hükümetsiz kalmıştı.

Belçika, “Barış zamanında hükümetsiz geçen en uzun süre” kategorisinde Guinness Rekorlar Kitabı’na dahi girmişti.

Dört yılda bir düzenlenen genel seçimler bu yıl, Avrupa Parlamentosu seçimleriyle aynı tarihte, 9 Haziran’da yapıldı.

Avrupa siyasetinde son yıllarda görülen sağa kayma, Belçika’da sandık sonuçlarına yansıdı, Flaman milliyetçisi Yeni Flaman İttifakı (N-VA) federal düzeyde oyların yüzde 16,71’ini alarak birinci sırada geldi.

Onu; Flaman, ırkçı, aşırı sağcı Vlaams Belang (Flaman Çıkarları Partisi) yüzde 13,76 ile takip etti.

Frankofon liberal Reformcu Hareket Partisi (MR) yüzde 10,27 ile üçüncü gelirken ülkenin hem Flaman hem Valon nüfusu temsil eden partisi Belçika Emekçiler Partisi (PVDA/PTB) yüzde 9,86, Flaman Sosyalist Partisi (Vooruit) yüzde 8,11, Frankofon Sosyalist Parti (PS) ise yüzde 8,05 oy aldı.

Seçim sonuçları, ülkenin temel siyasal dinamiklerinin beslendiği ayrışma hatlarını bölgesel kimlikler ve tercihler üzerinden ortaya koymuş oldu.

Böyle bir tablodan beklendiği üzere bir kez daha federal hükümetin kurulması gecikti.

“ARİZONA” KOALİSYONU

Belçika’nın federal parlamentosunda 150 sandalye bulunuyor ve bir partinin tek başına iktidara gelmesi için en az 76’sını garantilemesi gerekiyor.

Seçimin galibi partiler bu çoğunluğu elde edemediği için hükümetin kurulmasında tek yol, koalisyon haline geliyor.

Bu seçimde de N-VA ancak 24 sandalye kazanırken lideri Bart De Wever, Kral tarafından hükümeti kurmakla görevlendirdiği andan itibaren muhtemel koalisyon ortaklarının kapılarını çalmaya başladı.

N-VA ile Brüksel Başkent Bölgesi ve Fransızca konuşan toplumun bölgesi Valonya parlamentosunda birinci sıraya yerleşen MR, Valonya’da 4. sırada gelen Les Engages, Flaman bölgesinde 3. sırada gelen Vooruit ile 4. gelen Flaman Hristiyan demokrat CD&V’yı bir araya getiren ve “Arizona” ismiyle anılan koalisyon, bugüne kadar birçok kez müzakere masasına oturdu.

ABD’nin Arizona eyaletinin renklerini andıran şekilde siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden 5 partiyi buluşturan koalisyonun hükümeti kurmasına olası gözle bakılsa da 200 gündür herhangi bir sonuç alınamadı.

2 EYLÜL’DE YENİDEN BAŞLADI

De Wever, ilk tur görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine 23 Ağustos’ta görevi Kral’a iade etti.

Kral, Les Engages lideri Maxime Prevot’u 5 parti arasında “arabulucu” olarak atadı. Arabuluculuk görüşmeleri sırasında belli pürüzlerin aşılması üzerine Kral, De Wever’e görevi geri verdi.

2 Eylül itibarıyla koalisyon görüşmeleri yeniden başladı.

TEMEL ANLAŞMAZLIK: ÜLKEDEKİ SOSYAL REFORM İHTİYACI

Partiler, De Wever’in “Süper Not” ismini verdiği bir sosyoekonomik paketi görüşüyor.

“Çalışan kazanmalı” temalı paketin içeriği, Belçika’nın bütçe açığını “çalışmayarak devletten maaş alanlarla mücadele” yoluyla kapatmaya odaklanıyor.

Yaklaşık 12 milyon nüfuslu Belçika’da resmi istatistiklere göre 300 bin 200 kişi işsizlik maaşından istifade ediyor. Uzun dönemli istirahat raporlarıyla sistemin suistimal edildiği biliniyor.

AB, 26 Temmuz’da yüksek bütçe açığı nedeniyle Belçika’ya yönelik disiplin süreci başlattı. Ülkenin ilgili makamları, geçen ay bütçe açığının tahmin edilenden 2 milyar avro fazla çıktığını, eğer hiçbir önlem alınmazsa 2029 itibarıyla bütçe açığının 46 milyar avroyu bulacağını duyurdu.

Ancak sol eğilimli ve liberal partiler, De Wever’in işsizlik maaşı almaya hak kazanmak için şartları sıkılaştırmak, bundan faydalanmanın süresini azaltmak, uzun dönemli doktor raporlarının önüne geçmek gibi somut önerilerine karşı çıktı.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




Enter Captcha Here :