En Ust

17 Haziran 2024

Menü Altı
Menü Altı

Ankara’daki Konferansın sonuç bildirgesi yayınlandı

Ankara’daki Konferansın sonuç bildirgesi yayınlandı

Ankara’da düzenlenen “Kıbrıs’ta Son Söz” başlıklı uluslararası konferansın sonuç bildirisi yayımlandı.

Bildiride, Doğu Akdeniz’in yeni jeostratejisi ve jeoplolitiği içinde Türkiye ve KKTC’nin, Kıbrıs stratejisini gözden geçirmesi ve temel değişikliklere gitmek zorunda olduğuna dikkat çekildi.

Bildiride, federal ortaklık görüşmelerine bırakıldığı yerden veya Guterres belgesi çerçevesinde devamın ciddi bir hata olacağı da vurgulandı.

Ankara’da Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen “Kıbrıs’ta Son Söz…” başlıklı uluslararsı konferans, “ Kıbrıs’ta hak ve çıkarları gözetecek şekilde yeni bir yol haritası oluşumuna katkı” ve sahaya çok daha sağlam hukuki argümanlar üretilmesine katkıda bulunmak amacıyla düzenlendi.

İki gün süren ve dün tamamlanan konferansın sonuç bildirisi de yayımlandı.

“Doğu Akdeniz’in yeni jeostratejisi ve jeoplolitiği içinde Türkiye ve KKTC, Kıbrıs stratejisini gözden geçirmek ve temel değişikliklere gitmek zorundadır” denilen sonuç bildirisinde, “federal ortaklık görüşmelerine bırakıldığı yerden veya Guterres Belgesi çerçevesinde devamın ciddi bir hata olacağı değerlendirilmiştir” ifadesi kullanıldı.

“Kıbrıs konusu, sadece ‘Doğu Akdeniz’in kontrolünde kimlerin etken olacağı’ değil, doğrudan Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Halkının güvenliği ve refahı konusudur.” denilen bildiride, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Mavi Vatan’ın ve Ana Vatanın da kaderini etkileyecek öneme haiz olduğu belirtildi.

Doğu Akdeniz’in yeni jeostratejisi ve jeoplolitiği içinde Türkiye ve KKTC’nin, Kıbrıs stratejisini gözden geçirmek ve temel değişikliklere gitmek zorunda olduğunu kaydedilen bildiride, “Her şeyden önce; KKTC’nin güvenliği Türkiye’den başlar. Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan başlar. Bu; vazgeçilmez, değiştirilmez, değiştirilmesi teklif bile edilemez temel kuraldır. Buna şu kuralı da aynı kuvvetle ilave etmek durumundayız: Kıbrıs Türkü’nün refahı Türkiye’den başlar. Türkiye’nin refahı KKTC’nden başlar” ifadeleri kullanıldı.

Sonuç bildirisinde, “Helenizm ideolojisine bağlı olarak Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege’de egemenlik alanlarını genişletme ve Doğu Akdeniz’de gözlenen ve giderek büyüyen “deniz yetki alanları ihtilafı” nedeni ile iki halk arasında bir mesele olmanın çok ötesine geçmiştir. Dünyanın en stratejik bölgelerinden birinde yaşanan bu rekabet ve çekişmeler arasında kalan Kıbrıs adasının siyasi geleceği, bir anlamda dünya dengelerinin yeniden kurulmasına yol açabilecektir” denildi.

“Kıbrıs’ta Son Söz” başlıklı uluslararası konferansın sonuç bildirisinde; içinde bulunulan koşullarda, BM parametrelerinin artık yeterliliğini yitirdiğine işaret edilerek, 42 yıldır devam eden federal ortaklık müzakerelerinden sonuç alınamadığı , bunun ana nedeninin Rum ve Yunan taraflarının Helenizm idealinin etkisi altında mutlak siyasi eşitlik temelinde yetki paylaşımını, iki halkın ayrı coğrafya zeminine sahip olmasını ve Garanti ve İttifak Antlaşmalarını reddetmesi olduğu hatırlatıldı.

Gerçekleştirilen oturumlarda ortaya çıkan ana fikirlerde 1977-1979 Doruk Anlaşmalarında öngörülen iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe bağlı federal ortaklık hedefinin, 42 yıldır süren başarısız müzakereler sonunda hüküm süren siyasi, sosyal, ekonomik ve psikolojik koşullar nedeni ile Kıbrıs için uygun bir uzlaşı modeli olamadığının görüldüğü ifade edilen bildiride şöyle denildi:

“Bu koşullarda Rum tarafı ile ancak federasyon dışındaki alternatif çözüm modellerinin ele alınacağı bir müzakereye girilmesinin uygun olacağı, bu noktadan sonra uygulanabilir ve sürdürülebilir olmayacağı görülen federal ortaklık görüşmelerine bırakıldığı yerden veya Guterres Belgesi çerçevesinde devamın ciddi bir hata olacağı değerlendirildi.

Mevcut çıkmazın aşılabilmesi için Kıbrıs Türk tarafının Rum tarafına rahatlık kazandıran statükonun değişmesini sağlayabilecek girişimler planlamasına ve uygulamasına ihtiyaç olduğunun altı çizilerek, Türk tarafının son dönemde Türkiye’nin Kıta Sahanlığı ile KKTC’nin TPAO’ya verdiği lisans alanlarında sondaj çalışması başlatması ve Kapalı Maraş’ı KKTC yönetiminde eski sakinlerinin dönmelerine açma projesi, bu yönde atılan isabetli adımlar olarak görüldü.
Çıkış yollarının ele alındığı bu uluslararası konferansta federal ortaklık hedefine ulaşmada karşılaşılan aşılması imkansız engeller nedeni ile Kıbrıs Türk Halkı’nın bağımsız egemen eşitliğini gözetecek şekilde en iyi seçeneğin iki devletli çözüm olduğu, bunun için KKTC’nin siyasi ve ekonomik görünürlüğünün ve saygınlığının yükseltilerek zaman içinde uluslararası tanınmışlığının pekiştirilmesinin en doğru yol olacağı da değerlendirildi.

Bu maksatla uygun koşullarda Rum tarafı ile alternatif bir çıkış olarak “kadife ayrılık” yolunun denenebileceği tartışıldı. KKTC’nin 36 yaşında, kendi toprakları üzerinde egemen bir devlet olduğuna işaret edilen bildiride, Kıbrıs Rum tarafının yıllardır olası yeni bir ortaklık devletine Kıbrıs Türk tarafını egemen eşit kurucu ortak olarak değil azınlık olarak eklemek istemesinin Türk Milleti’nce kabul edilmesinin mümkün olmadığının altı çizildi.”

Sonuç bildirisinde, bütün bu gerçeklerin kapsamlı ve süreklilik arz eden tanıtım kampanyaları ile uluslararası kamuoyuna daha etkin bir şekilde anlatılması gerektiğine vurgu yapıldığı ve Kıbrıs’ta 1963 yılında Rum tarafının bozduğu hukuki düzenin meşrulaştırılması ve bu bozuk düzenin devamında Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın payı bulunduğuna dikkat çekildiği belirtildi.

Doğu Akdeniz’de yeni enerji politikaları ve girişimleri oturumunda; Doğu Akdeniz gibi yarı kapalı denizlerde yetki alanlarının belirlenmesinde deniz hukuku ve içtihatlara göre tüm paydaşların hakkaniyet çerçevesinde haklarının gözetilebilmesi için mutabakata varılmasının gereğinin vurgulandığı kaydedilen bildiride, oturumlarda ortaya çıkan fikirlerde ayrıca, kıtalara yakın adaların deniz yetki alanlarına sınırlamalar getirilmesi gerektiği, Kıbrıslı Türkler ile Rumların henüz mutabakatla paylaşım gerçekleştiremedikleri için deniz yetki alanlarının ortak mal sahipliğinin sürdüğüne işaret edildiği ortaya konuldu.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir