Menü Altı
Menü Altı

Akıncı’dan hükümete TMK uyarısı

Akıncı’dan hükümete TMK uyarısı

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “AHİM’de alınan son karar konusunda çok dikkatli olmamız lazım. Uzun bir süredir Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarındaki sıkıntılar konusunda hükümetleri sürekli uyarıyorum. Kaynak yaratmak ve oradaki süreci hızlandırmak zorundayız. Bugün çok kötü bir karar çıkmadı diye düşünülebilir ama yarın çok kötü bir karar gelebilir. Seçimlerle oluşacak yeni hükümet, bu konuda adım atmalı” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Geçtiğimiz 2 Yılın Ardından Kıbrıs Sorununda Gelinen Son Nokta” konulu konferans verdi. Cumhurbaşkanı Akıncı, Yakın Doğu Üniversitesi İrfan Günsel Konferans Salonu’ndaki konuşmasında, Kıbrıs sorununun uluslararası gündemde geriye düşmesine karşın, Şubat 2018’den itibaren gündemin üst sıralarına tırmanmasının muhtemel olduğunu belirtti.

Kıbrıs Rum tarafında bir zihniyet değişikliğinin önemli olduğunu söylediğini anımsatan Cumhurbaşkanı, “Bunu yapabilecekler mi yapamayacaklar mı göreceğiz” ifadelerini kullandı.

“Önemli olan toplum olarak toplamda kazançlı çıkılıp çıkılmayacağı”

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çözüm istiyorsanız adım atacaksınız. Olduğunuz yerde çakılı kalırsanız uzlaşamazsınız. Kendi pozisyonlarınızı tekrar edersiniz, karşı taraf da kendi pozisyonlarını tekrar eder orada düğümlenir kalırsınız. Bu noktada ana ilkelerinizi koruyarak inisiyatif alarak hedefe yürümek esastır. Önemli olan toplum olarak ve toplamda kazançlı çıkılıp çıkılmayacağı hesabıdır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bundan sonra ne yapmayacağım çok açıktır: Kıbrıs Türk tarafı olarak biz bir kez daha ara bölgeye hapsolarak aynı konular etrafında dönüp durmayacağız. Konuşulmayan konu kalmadı. Cenevre ve Crans Montana’ya konuları gidip yeniden tartışmak için değil karar vermek  için gittik. Siyasi irade varsa sonuç alınabilirdi. Maalesef Rum tarafı hazır olmadığı için çözüm gerçekleşmedi” dedi.

“Ne olacaksa uzlaşmayla olacak”

“Bundan sonraki dönemde ucu açık sonu gelmez müzakere süreci bitmiştir, ben ve Kıbrıs Türk halkı böyle bir sürecin parçası olmayacak” diyen Cumhurbaşkanı, “Guterres de bundan sonraki süreçte bizden gelecek talebe göre hareket edeceğini söyledi. Biz mesajımızı verdik. Kendisi de ucu açık bir sürece girmeye niyeti olmadığının işaretlerini verdi. Bir paket çerçevesinde yeni bir modaliteyle, Kıbrıs Rum tarafının maksimalist olmayan makul olanı arayan yeni bir yaklaşım sergilenmesi şart olacaktır. Bu adada ne olacaksa yeni bir çatışmayla değil, yeni bir uzlaşıyla olacak” dedi.

“Kıbrıs’ta olabilecek olan da bellidir” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ya tek çatı altında iki eşit kurucu devletli bir yapı, ya da tek çatı altına giremiyorsak bu iki yapı hayatiyetini ayrı ayrı sürdürecek. Bunu söylemekle çözümden vazgeçmiş mi oluyorum? Asla. Ama çözümü de tek başımıza yapamıyoruz. Rum tarafı makul bir noktaya gelmediği sürece çözümü mümkün değil. Biz bu ana fikirle çalışmalarımızı şekillendireceğiz” diye konuştu.

“Mümkün ve makul olan”

Türk tarafı olarak Kıbrıs’ta mümkün ve makul olanın arayışı içinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Türkiye buna destek oldu. Bizim birinci tercihimiz, iki kurucu devlete, siyasi eşitliğe dayalı, toprakta makul düzenlemenin olacağı, 2 kesimli iki toplumlu federal çözüm seçeneğini gündemden kaldırmadık. Ancak bu sadece bizim isteğimizle olmuyor. Biz bunu istiyor ve gereken adımları atıyoruz, ancak bunun bir karşılığı gelmeli. Rum tarafı artık neyin mümkün olup olmadığını idrak etmeli. Tek çatı altında olamıyorsak kendi çatımızı berhava mı edelim? Hayır. Aynı çatı altında olunamıyorsa yan yana  yaşamanın koşullarını da konuşmaya hazırız. Güneyde bunu konuşmaya başladılar. Ancak bizim pes edip Rum toplumunun hakim olduğu bir yönetim modelinde azınlıkları olacağımızı bekliyorlarsa, bu asla olmayacak. Hiçbir Kıbrıslı Türk lider ve Kıbrıs Türk halkı bunu asla kabul etmez.”

Geçtiğimiz iki yılda iki farklı BM Genel Sekreteri’nin ifade ettiği iki hususa dikkati çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, görevi bu yılın başında devreden Ban Ki Moon’un müzakere sürecinde eşi görülmemiş ilerlemeler kaydedildiğini ifade ederek raporuna geçirdiğini; BM’nin yeni Genel Sekreteri Guterres’in de Crans Montana sonrasında “tarihi bir fırsat yitirildi” dediğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı, iki genel sekretere bu iki nitelemeyi yaptıranın, eşi benzeri görülmemiş bir ilerleme sağlanması ve tarihi bir çözüm fırsatının eşiğine gelinmesinde, Kıbrıs Türk tarafının çok ciddi katkısı olduğunu vurguladı.

“Tüm başlıklar görüşüldü”

5’li konferansa Kıbrıs Rum tarafının ayak sürüyerek gelmesine karşın, Kıbrıs Türk tarafının aldığı ölçülü risk ve kararlılıkla yarım asırdır süren müzakere sürecini nihai aşamanın eşiğine kadar getirdiğini ifade etti. Toprak düzenlemeleri konusunda bazı çevrelerce zaman zaman eleştirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı, “Toprak ve güvenlik başlıkları ele alınacak olmasa, süreç tarihi bir çözüm fırsatının eşiğine gelmeyecekti” dedi. Cumhurbaşkanı, tüm ağır eleştirilere karşın, çözüme olan inancının ve çözümsüzlükten tüm tarafların kaybedecek çok şeyi olduğuna dair düşüncesinin devam ettiğini söyledi.

Yarım asırlık müzakere sürecinin tarihi bir çözüm fırsatının eşiğine gelmesinde kendisinin, Anastasiadis’in göreve geldiğinde yaptığı gibi davranmamasının önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Anastasiadis seçilmesinin arından dönemin Cumhurbaşkanı Eroğlu ile uzun süre bir araya gelmemişti. Ben öyle yapmadım. Benden önceki liderlerin mutabakatlarını çöpe atmayacağımı açıkladım ve buna uygun hareket ettim. Görevi devralmamın ardından sadece iki hafta sonra, 15 Mayıs 2105’ta müzakereleri resmen başlattım” dedi.

BM Genel Sekreteri Guterres’in de tarihi olarak nitelediği bir çözüm fırsatının oluştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, ancak Kıbrıs Rum tarafı açısından bunun sadece kağıt üstünde oluştuğunu, çünkü Rum tarafının tanınmış devlet olanaklarını Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmayı hala içine sindiremediğini belirtti.

Makul paylaşım

“Maalesef bu iki yıllık sürecin özellikle ikinci yarısında, Kıbrıs Rum liderliği paylaşmayı makul çizgilerin çok ötesindeki makul olmayan noktalarda yapabileceğini bize gösterdi” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Sıfır asker ve sıfır garanti tezlerini kabul edebilecek ne bir Kıbrıslı Türk lider vardır, ne Kıbrıs Türk halkının çoğunluğu vardır ne de Türkiye” dedi.

Bu beklentinin gerçekçi ve doğru olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığı konusunda makul bir noktada buluşulabilirdi” ifadelerini kullandı.

“Bir tarafın güvenliği diğer taraf için tehdit algısı oluşturmamalı prensibini herkes anladı ama muhatabımız anlamak istemedi” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle konuştu:

“Gelecek nesilleri değil gelecek seçimleri düşündüler”

“Gelinen noktada müzakerelerin 6 başlığının tümü konuşuldu ve biz her başlıkta makul, haklarımızı koruyarak esneyebileceğimiz noktaya kadar esneklik gösteren pozitif, yapıcı ve çözümü arzulayan taraf olarak kendimizi ortaya koyduk. Türkiye Cumhuriyeti de bu konularda gerekli esnekliği makul çerçevede gösterebileceğinin işaretini BM Genel Sekreteri Guterres’e güçlü bir şekilde verdi. Rum liderliği o gün maalesef gelecek nesilleri değil gelecek seçimleri ön plana alan bir yaklaşım gösterdi. Crans Montana’daki sıfır asker sıfır garanti sloganı güneydeki seçimlerde kullanılıyor. Belki seçimlerde birilerinin işine yarayabilir, ama bu sloganın Kıbrıs’a hiçbir katkısı olmaz.”

“Bir arada yaşayabilmenin temel koşulu iletişim ve işbirliği kanallarını mümkün olduğu kadar açık tutmaktır” diyen Cumhurbaşkanı, Rum liderle kamuoyuna 28 Mayıs 2015’te açıkladıkları cep telefonlarının her iki tarafta çalışması, elektrikte kalıcı bağlantının kurulması ve kriz durumlarında karşılıklı yardımlaşmaya yönelik kararların, tüm teknik hazırlıkların tamamlanmasına karşın “bizim tarafta bir yasa var iki taraf arasındaki işbirliğini yasaklıyor” gerekçesiyle uygulanamadığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Elektrik şebekelerinin kalıcı olarak birleştirilmesi konusunda Rum tarafının en son geldiği nokta ‘ihtiyaç olduğunda zaten bağlanıyoruz, kalıcı bağlantıya ne gerek var?’ noktası oldu. Akıncı devamla, “Çözümden sonra zaten öyle olacak. Oysa ki önemli olan çözümden önce işbirliği yapabilmek, işbirliğinin tüm taraflara sağlayacağı yararı somutlaştırmaktır. Bütün olumlu yönlerine karşın bunu da çözümden sonraya erteleyip engellediler” dedi.

Birçok konuda sergilenen bu tavrın arkasında yer alan düşüncenin “biz devletiz, siz değilsiniz” yaklaşımı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı “Eğitimle ilgili çalışmalarda da ara bölgede çalışmaya evet, bizim okullarımıza gelmenize evet, ama siz davet ederseniz biz sizin okullarına gelmeyiz dediler. Şu anda yürüyen tek proje Imagine projesi, o da ara bölgede yürüyor. Bizim okullarımıza öğretmen ve öğrencilerini göndermekten sakınan bir zihniyetle federal çatı altında nasıl yaşayabileceğiz? Federasyon kendi kendinize oturup hayal kurarak kurabileceğiniz bir şey değil. Bu ancak tüm tarafların ortak bir hedefi olursa gerçekleşebilir. Bunun için de bir takım adımlar atılması lazım. Rum tarafı bu adımları atmıyor. Rum tarafı bizim federal bir çözümde iki eşit taraftan biri olacağımızı bir türlü kabul etmiyor. Kıbrıs Rum halkına federasyon olacaksa bir Kıbrıslı Türk de devlet başkanı olacak dediklerini bir defa bile duymadım” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir