En Ust
Menü Altı
Menü Altı
Genelİç HaberlerKıbrısManşet

Erdoğan: Türk dünyası, KKTC’yi iki devletli adil çözüm yolundaki mücadelesinde yalnız bırakmıyor!

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TDT 12. Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin iki devletli adil çözüm yolunda yalnız olmadığını vurguladı ve Türk dünyasının desteğini memnuniyetle müşahede etti.

Azerbaycan Gebele’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İki devletli adil çözüm konusunda Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olduklarını müşahede ediyorum.” dedi.

Erdoğan, Azerbaycan’ın Gebele kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi’nde, katılımcıları selamlarken, zirve vesilesiyle köklü Türk tarihinin izlerini taşıyan Gebele’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ankara, Şuşa ve Bişkek’in ardından şimdi de Gebele’de aralarında bulunmasının kendisini son derece bahtiyar ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“İki devlette adil çözüm yolunda Türk dünyasının Kıbrıs Türkü kardeşlerini yalnız bırakmadığını memnuniyetle müşahede ediyorum. Gözlemci üyemiz Türkmenistan’ın da Türk Akademisi ve Türk Kültür ve Mirası Vakfına gözlemci üye olmasını memnuniyetle karşılıyorum. Türkmen kardeşlerimizi inşallah yakında aile meclisimizde tam üye olarak görmek istiyoruz. Teşkilatımızın kurumsal işleyişini hızlandırmak üzere üye ülkelerin sekreterya nezdinde daimi temsilci atamalarını önemli bulduğumu bu vesileyle ifade etmek isterim. Henüz bu adımı atmamış üyelere de daimi temsilci atamaları için buradan çağrıda bulunuyorum.”

Bugün bir kez daha Türk devletleri olarak aralarındaki dayanışma, karşılıklı saygı ve kardeşlik ruhuyla geleceğe emin adımlarla yürüdüklerini gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, “Büyük Türk dünyasını daha da güçlendirerek çocuklarımıza miras bırakacak olanlar bizleriz. Birazdan imzalayacağımız Gebele Bildirisi’nin ve alacağımız kararların Türk dünyası başta olmak üzere tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

“TÜRK DÜNYASI, BÖLGENİN İSTİKRARINDA VE GÜVENLİĞİNDE BİRÇOK ANLAMDA DAHA ETKİN ROL ÜSTLENEBİLİR”

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyasının, bölgenin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin rol üstlenebileceğine inandığını belirterek, “Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi önemlidir.” dedi.

Erdoğan, Azerbaycan’ın Gebele kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi’nde, katılımcıları selamlarken, zirve vesilesiyle köklü Türk tarihinin izlerini taşıyan Gebele’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Teşkilatın dönem başkanlığını devreden Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a katkılarından dolayı teşekkür eden Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ev sahipliğinden ötürü şükranlarını sundu, dönem başkanlığı için kendisine üstün başarılar diledi.

Erdoğan, 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü’nü tebrik ederek, teşkilatın, geride bıraktığı 16 yılda dilde, fikirde ve işte birlik şiarıyla kaydettiği başarılara her geçen gün yenilerini eklediğini belirtti. Erdoğan, bu anlayışla başarıların sayısını arttırmaya devam edeceklerini aktardı.

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok taraflılığın giderek aşındığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin insanlığın vicdanını yaralayan birçok meseleye kayıtsız kaldığı bir uluslararası sistemle karşı karşıyayız. Bugün pek çok uluslararası ve bölgesel teşkilat, bizim ortak tarih, kültür ve ülküdaşlığımız gibi ulvi değerler üzerine bina edilmediğinden kamuoyu nezdinde işlevsiz, adeta omuzlara yük yapılar olarak görülüyor. Teşkilatımızın işte bu değişen koşullara ayak uyduran, uluslararası meselelerde ortak duruş sergileyen, sözüne güvenilen, haklının yanında duran bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye olarak böyle bir dönemde zirvemizin temasının, ‘bölgesel barış ve güvenlik’ olarak belirlenmesini son derece isabetli ve anlamlı buluyoruz.” ifadesini kullandı.

“MUTABIK KALDIĞIMIZ TDT PLUS FORMATININ ÜÇÜNCÜ TARAFLARLA İŞBİRLİĞİMİZE YENİ BİR SOLUK GETİRECEĞİMİZE GÖNÜLDEN İNANIYORUM”

Çeşitli güvenlik sınamalarıyla uğraşılan bir ortamda işbirliğini pekiştirirken üçüncü taraflarla da diyaloğun arttırılmasının önemine dikkati çeken Erdoğan, “Teşkilatımızı içine kapanık bir yapılanma olarak asla görmüyoruz. Diğer ilgili uluslararası kuruluşlar ve ittifaklarla etkileşim halinde sesini ve gücünü ortaya koyan bir vizyonu hayata geçirebilmeliyiz. Bu bağlamda bugün mutabık kaldığımız TDT Plus formatının üçüncü taraflarla işbirliğimize yeni bir soluk getireceğine gönülden inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Güvenliğe yönelik kapasite inşası başta olmak üzere ortak menfaati ilgilendiren her alanda mümkün olan her katkıyı “aile meclisi” bünyesinde sağlamaya hazır olduklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Terörizmden yasa dışı göçe, siber tehditlerden iklim değişikliğine ortak bir duruşla mukabele edebileceğimizi, kendi gök kubbemiz altında kendi güvenliğimizi güçlendirebileceğimizi düşünüyorum. Temmuz ayında yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Savunma Sanayii Kurumları Birinci Toplantısı’nı bu anlamda önemli bir adım olarak görüyorum. Yakaladığımız ivmenin sürmesi için çalışmalarımızın devamının çok mühim olduğunun altını çizmek istiyorum. Türk dünyasının, bölgemizin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin rol üstlenebileceğine inanıyoruz. Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi önemlidir.”

“BÖLGENİN İSTİKRARINA EN BÜYÜK TEHDİT İSRAİL HÜKÜMETİ”

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail hükümetinin Lübnan ve Suriye’yle başlayan, Yemen ve İran’la devam eden ve son olarak Katar’ı hedef alan saldırılarının bölgenin istikrarına en büyük tehdidin, bu ülkenin mevcut yönetiminden kaynaklandığını gösterdiğini aktardı.

Gazze’de 66 bin masumun hayatına mal olan katliamların durması yönünde son günlerde yaşanan gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu dile getiren Erdoğan, “Biz ancak Filistin halkının uluslararası meşruiyet ve hukuktan kaynaklanan hakları temelinde iki devletli bir çözümün kalıcı ve adil barışa kapı açacağına inanıyoruz. Bu yönde de çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Suriye’de ise istikrarın tesisinin, bölgede ve ötesinde güvenliğin sağlanması için olmazsa olmaz bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Birçok zorlukla mücadele etmesine rağmen Suriye hükümetinin son 9 ayda kaydettiği gelişme geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor. Bu süreçte Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğini muhafaza temelinde siyasi, ekonomik ve güvenlik ortamının iyileşmesine odaklanmalı, Türk devletleri olarak Suriye hükümetiyle angajmanı ilerletmeliyiz. Güney Kafkasya’daki gelişmeleri de sadece takip etmekle kalmıyor, bölgede barış ve istikrarın tesisi için atılan adımları samimiyetle destekliyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 8 Ağustos’ta imzalanan ortak bildiriyi bu minvalde hayırlı bir adım olarak görüyor, devamının gelmesini diliyoruz.”

“ORTAK ALFABE HUSUSUNDA TÜRKİYE OLARAK İLK ADIMI ATIYORUZ”

Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki sınır birleşim noktasının tespitine ilişkin mart ayında atfedilen anlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Erdoğan, “Uzun yıllardan bu yana gündemi meşgul eden bu meseleyi sağduyu ve bilgelikle çözüme kavuşturan Sayın Mirziyoyev ve Sayın Caparov’u kutluyorum. Buradan Tacik liderliğine de tebriklerimi iletiyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin istikrarına, ekonomik kalkınma, sosyal refah ve kültürel bağların güçlenmesiyle katkı sunabileceklerinin farkında olduklarını belirterek, ulaştırma, enerji güvenliği ve ticari entegrasyon alanlarındaki girişimleri de bu yaklaşımı tamamlayıcı parçalar olarak gördüklerini aktardı.

Aralarındaki enerji ve haberleşme bağını etkin hale getirip güçlendirecek proje ve yatırımlara odaklanmalarının herkesin menfaatine olduğunu dile getiren Erdoğan, Hazar Geçişli Orta Koridoru’nu daha da verimli hale getirmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Erdoğan, Türk devletleri olarak bilim ve teknoloji alanında hak ettikleri noktaya en kısa süre zarfında ulaşabilmeleri için güçlü işbirlikleri kurmaları ve bu alanda yüksek katma değere sahip ortak yatırımlar yapmaları gerektiğine dikkati çekerek, “Yapay zeka konusunda küresel gelişmeleri yakalayabilmek ve kültürel zenginliğimizi muhafaza için Türkçe Büyük Dil Modeli’nin geliştirilmesine hız vermemiz gerekiyor. Ortak alfabe hususunda Türkiye olarak ilk adımı atıyor, Cengiz Aytmatov’u anlatan bir eser ile Oğuznameleri ortak alfabeyle basıyoruz. Bugün de liderlere birer adet bundan takdim ediyoruz.” diye konuştu.

“TÜRKMEN KARDEŞLERİMİZİ İNŞALLAH YAKINDA AİLE MECLİSİMİZDE TAM ÜYE OLARAK GÖRMEK İSTİYORUZ”

Erdoğan, Türk Dünyası Yayıncılık Kongresi’ni gelecek yıl ocak ayında Ankara’da toplamayı planladıklarını aktararak, “30 Ekim’den itibaren Semerkant’ta düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansı’nda, 15 Aralık’ın Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak ilan edilmesini temenni ediyorum. Özbek kardeşlerimize bu önemli genel konferansın tertiplenmesinde şimdiden muvaffakiyetler diliyorum.” dedi.

Bugün bir kez daha sergiledikleri dayanışma ve kardeşliğin, parlak ve ortak geleceği müjdelediğini belirten Erdoğan, bilhassa Türk dünyasının batı kanadından Macaristan’ın gözlemci olarak aralarında bulunmasının, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın teşkilata verdiği değere bizzat şahit olmanın kendilerine ayrı bir mutluluk verdiğini ifade etti.

Diğer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




Enter Captcha Here :

Başa dön tuşu