Burak Maviş: DAÜ’de yaşananlar Nazım Çavuşoğlu’nun “ben yaparım, olur” anlayışının ta kendisidir!
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yaşananların bir yönetim tercihi değil, açık bir hukuk sorunu olduğunu vurgulayarak, "DAÜ’de yaşananlar Nazım Çavuşoğlu’nun “ben yaparım, olur” anlayışının ta kendisidir!" dedi.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Maviş, DAÜ Kuruluş Yasası’nın iki kez yok sayıldığını belirterek, Eğitim Bakanı’nın bu hukuksuzluğu Bakanlar Kurulu eliyle Resmî Gazete’ye taşıyarak kolektif bir sorumsuzluğa dönüştürdüğünü ifade etti. Bir üniversitenin yöneticisiz bırakılabileceğinin düşünülmesinin devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı’nın açık uyarılarına rağmen aynı hatada ısrar edilmesinin, hatadan değil hukuksuzlukta ısrardan söz edilmesi gerektiğini gösterdiğini dile getiren Maviş, DAÜSEN’in bu süreçte hukuku, yasayı ve kurumsal aklı savunan duruşunun son derece meşru olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanının dirayeti ve kamuoyuna yansıyan bilgiler ışığında, Sn. Tatar döneminde liyakata ve gerekçeye bağlı olmadan yapılan tüm atama ve görevden almaların bir fiyasko olduğunun görüldüğünü belirten Maviş, bu fiyaskonun iki şekilde ortaya çıktığını ifade etti. Maviş, birincisinin bakanların işini yapmayan, yolunu açmayan ve isteklerini meşru bulmayan bürokratların hükümet eliyle kamudan uzaklaştırılması, ikincisinin ise bakanların her isteğini yapanların yargı huzuruna çıkması olduğunu kaydetti.
“Hukuksuz talimatlara uymamak suç değil, kamusal görevdir” diyen Maviş, DAÜSEN’in yanında olduklarını belirterek, hesap vermesi gerekenlerin yasayı uygulayanlar değil, yasayı hiçe sayanlar olduğunu vurguladı.
Maviş’in açıklamasının tamamı şöyle:
“DAÜ’de Yaşananlar: Nazım Çavuşoğlu’nun “Ben Yaparım, Olur” Anlayışının Ta Kendisidir!
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yaşananlar bir yönetim tercihi değil, açık bir hukuk sorunudur. DAÜ Kuruluş Yasası’nı iki kez yok sayan Eğitim Bakanı, bu hukuksuzluğu Bakanlar Kurulu eliyle Resmî Gazete’ye taşıyarak kolektif bir sorumsuzluğa dönüştürmüştür. Bir üniversitenin yöneticisiz bırakılabileceğini düşünen bu anlayış, devlet ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır.
Cumhurbaşkanı’nın açık uyarılarına rağmen aynı hatada ısrar edilmesi, hatadan değil hukuksuzlukta ısrardan söz edilmesi gerektiğini göstermektedir.
DAÜSEN’in bu süreçte hukuku, yasayı ve kurumsal aklı savunan duruşu son derece meşrudur. Cumhurbaşkanının dirayeti ve kamu bilgisi de bize, Sn. Tatar döneminde liyakata ve gerekçeye bağlı olmadan yapılan tüm atama ve görevden alınmaların bir fiyasko olduğunu göstermektedir.
Bu fiyasko iki şekilde önümüze çıkıyor. Birincisi Bakanların işini yapmayan, yolunu açmayan, isteklerini meşru bulmayan bürokratların kamudan Hükümet eliyle uzaklaştırılması, ikincisi de Bakanların her isteğini yapanların yargı huzuruna çıkmasıdır.
Hukuksuz talimatlara uymamak suç değil, kamusal görevdir. DAÜSEN’in yanındayız; hesap vermesi gerekenler yasayı uygulayanlar değil, yasayı hiçe sayanlardır.”













