Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman: Seçimden önce ne söylediysek, aynı çizgideyiz

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleştirilen BRT canlı yayınına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Damla Soyalp’ın moderatörlüğünde gerçekleşen yayında gazeteciler Hüseyin Ekmekçi, Canan Onurer, Rasıh Reşat ve Güven Arıklı, Cumhurbaşkanlığındaki ilk bir ay ve gündeme dair sorularını Erhürman’a yöneltti.
Erhürman, seçim öncesi verilen sözlerin tamamının takip edildiğini, Kıbrıs müzakereleri konusunda önerilen dört maddelik metodolojinin masada olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının iradesinin yok sayılmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.
“SEÇİMDEN ÖNCE NE DEDİYSEK, SEÇİMDEN SONRA DA ONU YAPACAĞIZ”
Erhürman, seçim öncesi verilen tüm sözlerin takip edildiğini belirterek, göreve gelmesinin ardından kısa sürede seçim döneminde vaat edilen adımların hayata geçirilmesi için çalışıldığını söyledi. Cumhuriyet Güvenlik Kurulu, Siyasi Partiler Konseyi ve iki toplumlu komitelerin toplandığını ifade eden Erhürman, iç meselelerde de Cumhurbaşkanlığı’nın “noter makamı değil, aktif bir makam” olduğunu vurguladı.
10 MADDELİK LİSTE VE 4 MADDELİK METODOLOJİ
Cumhurbaşkanı, Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin dört maddelik metodoloji önerisini seçim öncesinde duyurduklarını, bu maddeleri ilk toplantıda tüm taraflarla paylaştıklarını, görüşme ve müzakere masası ayrımını netleştirdiklerini belirtti. Hazırlanan 10 maddelik öncelikli listenin yalnızca Kıbrıs Türk tarafına değil, her iki topluma fayda sağlayacak önerileri içerdiğini, Metehan Geçiş Kapısı örneğini verdi.
“KIBRIS TÜRK HALKI SADECE YARARLANAN DEĞİL, İRADESİ TANINMASI GEREKEN BİR HALKTIR”
Erhürman, Kıbrıs Türk halkının adada iki kurucu ortaktan biri olduğunu, egemenlik haklarının ihlal edilmesine, yok sayılmasına izin vermeyeceklerini ifade etti. “Biz yararlanıcı bir halk değiliz; iradesi tanınması gereken bir halkız.” diyen Erhürman, Rum tarafının Lübnan ile yaptığı anlaşma ve bazı yorumlara da tepki gösterdi.
RUM TARAFININ AÇIKLAMALARI: “YOK HÜKMÜNDE DEDİM; ÇÜNKÜ DUYARSAM MASA YÜRÜMEYECEK”
Erhürman, Rum lider Hristodulidis’e atfedilen bazı açıklamaların kendisine masada söylenmediğini belirterek bunları “yok hükmünde” değerlendirdiğini söyledi, “Duymamış olayım dedim. Çünkü duyarsam, garantiler konusunda seçim döneminde söylediklerim devreye girer ve masa daha ilk günden dağılır.” dedi.
Erhürman, dönüşümlü başkanlık konusunun yaşamsal önem taşıdığını hatırlatarak, Crans Montana gecesini hatırlattı, “Son günün son gecesi ‘rotating presidency’ kategorik olarak reddedildi. Bu kez daha ilk günde bunun netleşmesini isterim” açıklamasını yaptı.
“KIBRIS SORUNU ARTIK İKİ TOPLUMLU BİR SORUN DEĞİL, ULUSLARARASI BİR DENKLEM”
Cumhurbaşkanı Erhürman, Kıbrıs sorununun bugün çok daha geniş bir uluslararası resmin parçası olduğuna dikkat çekti. ABD–İsrail–Güney Kıbrıs–Yunanistan eksenindeki askeri ve siyasi yakınlaşmanın bölgedeki dengeleri değiştirdiğini söyledi.
“Bizimki tango değil; çok daha kalabalık bir halay. Birçok aktörün ayak uydurması gereken bir süreç.” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının uluslararası satranç tahtasında bir piyon gibi görülmesine karşı olduklarını, kendi “satranç tahtalarında” etkin şekilde var olmaları gerektiğini vurguladı.
İÇ SİYASET VE DEVLET İŞLEYİŞİ: “CİDDİYET VE İSTİŞARE ŞART”
Cumhurbaşkanı, devletin uzun yıllardır bozulmuş çalışma düzenini yeniden kurmaya çalıştıklarını, yürütme–yasama–Cumhurbaşkanlığı arasındaki anayasal ilişkilerin doğru zemine oturtulması gerektiğini söyledi.
İlahiyat Koleji protokolünün iki yıl gecikmeyle Cumhurbaşkanlığı’na gelmesini örnek göstererek Erhürman, “Uluslararası anlaşmalar devletin itibar işidir. En başından istişare edilmelidir.” dedi ve protokolü Anayasa Mahkemesi’ne gönderme gerekçelerini açıkladı.
“KIBRIS’TA DA BÖLGEDE DE KALICI BİR BARIŞA İHTİYAÇ VAR”
Ortadoğu’daki sıcak çatışmaların adaya sıçrama ihtimalinin Kıbrıs Türk halkını kaygılandırdığını söyleyen Erhürman, “Bölgede gerginlik artıyor. Bizim görevimiz, Kıbrıs’ta kalıcı çözüm ve kalıcı barışı tesis etmektir.” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA ADİL DEĞİL AMA BİZ TUTARLI OLURSAK KİMSENİN ELİNE KOZ VERMEYİZ”
Erhürman, uluslararası siyasetin adaletsizliğine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Dünya adil bir yer değil. Ama tezleriniz tutarlı ve kararlı değilse, adil olma niyetinde olmayanların eline koz verirsiniz. Biz o hatayı yapmayacağız.”
Türkiye ile Kıbrıs Rum tarafı arasında yürütülen temaslarda Kıbrıs Türk halkının devre dışı bırakılmasına karşı duracağını yineleyen Erhürman, bunun yaşamı boyunca savunduğu bir ilke olduğunu söyledi.
“ŞART DEĞİL AMA İRADE GÖSTERMEK GEREK”
Cumhurbaşkanı Erhürman, 5+1 görüşmesine gitmenin ön koşul olarak görülmediğini ancak iki tarafın da iradesini göstermesi gerektiğini söyledi.
Erhürman, “Hangisi önceliklidir, hangisi değildir diye şart koşmak istemem ama gideceksek de Lefkoşa’da bir şeyler başarmış, iki toplum da iradesini ortaya koymuş şekilde gidelim isterim” dedi.
“MÜZAKERE OLSUN DİYE MÜZAKERE İSTEMİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erhürman, çözüm iradesinin güçlü olduğunu ancak gereksiz yere masaya oturmanın anlamsız olduğunu belirtti:
“Ben müzakere masalarında dirsek çürütmüş biri olarak söylüyorum: Müzakere olsun diye müzakere istemiyorum. Çözüme götürecek bir müzakereyi istiyorum. Çocuklarımızın da yıllarca dirsek çürütmesini istemem.”
“4 ARALIK’TAN SONRA MARAŞ KONUSUNDA YOL HARİTAMIZ NETLEŞECEK”
Erhürman, “Kapsamlı bir müzakere sürecine girersek, Maraş bu sürecin bir parçası olur. Ama müzakere süreci başlamazsa Maraş, oyun değiştirici (game changer) bir unsur haline gelebilir” dedi.
Erhürman, Maraş’ın BM gözetiminde açılmasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında yer aldığını hatırlatarak, “Hiçbir kararda Maraş’ın Rumlara verilmesi ifadesi yoktur. BM gözetiminde açılması vardır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erhürman, Strazburg’daki oylama sonuçlarının belirleyici olacağını ifade ederek, “İki gün daha sabredelim. 4 Aralık’tan sonra Maraş konusundaki yol haritamız daha da netleşecek” dedi.
kıbrıs postası













