Menü Altı
Menü Altı

Tufan Erhürman’ın dikkatine

Tufan Erhürman’ın dikkatine

Tufan Erhürman’ın bu ülke için ne kadar önemli ve değerli biri olduğunu defalarca söyledik. Bir kere de yazmış olalım.

Her şeyden önce insandır. İnsancıldır. Sevgiye değer verir.

En azılı tartışmalarda bile ne kendine ne de karşısındakine saygısını yitirir.

Hukukçudur. Bugün mecliste hangi yasa görüşülürse görüşülsün, herkesin ağzının içine baktığı kişidir.

Hocadır. Ülkemizin en önemli üniversitelerinden biri olan DAÜ’de yıllarca öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Öğrencileri tarafından sevilir, sayılır.

Yazardır. Sayısız köşe yazıları, makaleler, kitaplar yazmıştır.

Sanatı sever, çevreyi korur.

Hayatının önemli bir bölümünü Türkiye’de geçirmiştir. Oraları da iyi bilir.

Ve nihayetinde siyasetçidir.

Tufan Hoca, ülkeye olan sevgisinden ve bu ülke için iyi birşeyler yapabileceğine inandığından dolayı gelen talepleri de değerlendirerek 2013 yılında aktif siyasete atılmıştır. Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin(CTP) Lefkoşa bölgesi adayı olarak seçime girmiş ve zorlanmadan milletvekili seçilmiştir. Hem ülkede hem de partisi CTP’de yaşanan kötü gidişat, onu, siyasete girmesinin üçüncü yılında CTP’nin başına getirmiştir. Bu hızlı yükseliş CTP tarihinde bir ilktir.

Yalnız bu işler öyle kolay değildir. Hele ki CTP’de hiç değildir. Fazla geriye gitmeden, sadece son dört yılda bile parti içerisinde yaşananlara baktığımızda bunu rahatça görebiliriz.

Lütfen bu isimleri dikkatlice okuyunuz.

Kadri Fellahoğlu, Oktay Kayalp, Özkan Yorgancıoğlu, Sibel Siber, Ömer Kalyoncu ve Mehmet Ali Talat.

Detaylara girmek istemiyorum. Ancak CTP’nin bu kişilere neler yaptığını siyasetle ilgilenen herkes çok iyi bilir.

Bir örnek vermek isterim.

Dönemin CTP Genel Başkanı Sayın Özkan Yorgancıoğlu, bana konuk olduğu tv programında şöyle demişti:

“En özel MYK toplantılarımızdan birinde konuşulanları odadan çıkarken SMS haber paketlerinde okudum!”

İşte bu, son dört yıl içerisinde CTP’de yaşananlara, Sayın Talat’ın deyişiyle partililerin birbirini boğazlamasına, 2013 genel seçimleri sonrası basına yansıyan “adam kesme”lere bir örnektir. Sadece bir tek örnek.

Partiyi bırakıp giden Önder Sennaroğlu ve Sonay Adem gibi isimlere girmiyorum bile.

Çünkü benim derdim Tufan Hoca ile.

Onun yıpranmasını, küstürülmesini, başarısızlığa uğrayıp “eksik olsun” diyerek köşesine çekilmesini istemiyorum.

Ancak görüyorum ki CTP’de oyunlar devam ediyor. Tufan Hoca rahat değil. İstediği hareket alanını bulamıyor. “CTP bir lider değil, bir örgüt partisidir” sözlerinin arkasına saklanılarak Tufan Hoca parti içerisinde etkisizleştiriyor.

O da “parti meclisi ne der, MYK ne der, yeşiller ne der, kırmızılar ne der” diye düşünmekten ağırlığını yeteri kadar ortaya koyamıyor. Dolayısıyla kendi bilgi, birikim ve görüşlerini gerektiği gibi sahaya süremiyor.

Örneğin Kıbrıs konusunda…

Tarihimize geçmiş Annan Planı’nın hazırlanmasına katkı koymuş, müzakerelerde fiilen görev yapmış bir kişi olarak Erhürman “neyin ne olduğunu” inanın bizlerden çok daha iyi bilmektedir. Ama yukarıda bahsettiğim unsurlar onun “yeni söylemler” ortaya koymasına engel olmaktadır.

Aynı şey Türkiye ile ilişkiler için de geçerlidir.

Önümüzde iki seçim var. Siyasi partilerimiz hem yerel hem de genel seçimlerde halkın önüne çıkacaklar. Bu ülkede yapılan anketleri pek kayda değer bulmam. Ancak Tufan Hoca genel başkan olduktan sonra (ki genel başkan olurken gerek kurultayda gerekse genel sekreterlik seçiminde neler yaşandığını işin içinde olanlar iyi bilir), hiçbir ankette CTP’nin birinci parti olarak gösterilmemesi enteresandır. Üstelik de ülke bu kadar kötü yönetilirken ve kendileri de ana muhalefetteyken.

Aslına bakarsanız, istesem burada yazdıklarımı telefonu açar Tufan Hoca’ya söylerdim. Ki tarzım da budur. Ancak kendisi şu anda genel başkanlık pozisyonunda. Bense bir medya mensubuyum. Dolayısıyla rahat olmayacağını bildiğim için yazıyorum.

Ve uyarıyorum.

Hocam, ağrılığını koy. İnan bana parti içerisinde senin gibi düşünen etkili ve yetkili kişiler de var. Klişeleşmiş sözleri bir kenara bırak. “CTP federasyonu destekliyor”, “hükümet istifa” söylemler artık çok gerilerde kaldı. Gerçeklere gel. Memleketin hali ortada. Kıbrıs müzakerelerinde gelinen durum ortada. Yeni siyaset üretme, yeni atılımlar yapma zamanıdır. Sen CTP’de devir kapatıp devir açmaya muktedir birisisin. Ya bunu yaparsın, ya da geldiğin hızda gidersin.

Benden söylemesi.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir