Menü Altı
Menü Altı

Özersay: Aynı müzakere zemininde gidilecekse biz bunu doğru bulmayız

Özersay: Aynı müzakere zemininde gidilecekse biz bunu doğru bulmayız

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, olası 5’li toplantı konusunda çok dikkatli olmak gerektiğini, aynı müzakere zeminde gidilecekse bunu hükümet olarak doğru bulmadıklarını, federasyon dışındaki ortaklık modellerinin konuşulabileceği güvencesi olması gerektiğini vurguladı.

Özersay, “Bu konuda çok dikkatli olmak gerekir aksi halde kendimizi sonu gelmez yeni bir müzakere kıskacının içinde buluruz. Bu nedenle bu 5’li toplantıya 50 yıldır konuşulan ve bu şartlarda olamayacağı açıkça ortaya çıkan aynı müzakere zemini bağlamında gidilmemelidir. Bu yaklaşım yine sonu gelmez federal ortaklık müzakereleri ve boşa geçen yıllar anlamına gelecektir. Biz hükümet olarak bunu doğru bulmuyoruz. Bu toplantı olacaksa federasyon dışındaki ortaklık türlerinin konuşulabileceği önceden güvence altına alınmalıdır.” dedi

Özersay, BRT’de katıldığı 20 Temmuz Özel Programı’nda soruları yanıtladı.

“AYNI MÜZAKERE ZEMİNİNDE GİDİLECEKSE BİZ BUNU DOĞRU BULMAYIZ”

Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, olası 5’li toplantı için “ Eğer bu 5’li toplantıya 50 yıldır konuşulan ve bu şartlarda olamayacağı açıkça ortaya çıkan aynı müzakere zemini bağlamında gidilecekse biz bunu doğru bulmayız… Bu yaklaşım yine sonu gelmez federal ortaklık müzakereleri ve boşa geçen yıllar anlamına gelecektir. Biz hükümet olarak bunu doğru bulmuyoruz” dedi.

“FEDERASYON DIŞINDAKİ ORTAKLIK MODELLERİNİN KONUŞULABİLECEĞİ GÜVENCESİ OLMALI”

“Rum tarafı yönetimi ve doğal zenginliği bizimle paylaşmaya hazır değilken, biz federasyon görüşmeye oturursak bu bizi yine müzakerelere kaldığı yerden devam edilmesi sarmalına sokar “ uyarısı yapan Özersay, toplantı yapılacaksa, 50 yıllık federasyon modeli, federal ortaklık dışında yeni fikirlerin, daha farklı ortaklık türlerinin de konuşulabileceğinin baştan kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.

Özersay “Öyle bir noktadayız ki, artık ezberlenmiş bir cümle şeklinde iki bölgeli iki toplumlu federasyon demenin, aynı cümleyi tekrar etmenin bir manası yoktur. Böyle bir gayrı resmi toplantıya ancak suçlama oyununa girilmeden farklı ortaklık modellerinin tartışılmasına açık kapı bırakılacağı güvencesinin önceden verilmesi durumunda katılmalıyız. Aksi halde yarım asırdır kurmakta başarısız olduğumuz federal ortaklık arayışı bir elli yıl daha devam eder ve statükoya hapsoluruz” ifadelerini kullandı.

“DOĞAL GAZ KONUSUNU TÜM TARAFLAR GAYRI RESMİ BEŞLİ TOPLANTIDA ELE ALMALIDIR”

Özersay, Kıbrıs Rumlarının yönetimi ve zenginliği Kıbrıslı Türkler ile paylaşmaya hazır olduklarını lafta değil fiiliyatta göstermek zorunda olduklarını, bunun olamaması halinde federal bir ortaklık modeli temelinde masaya oturmanın Kıbrıs Türk halkının aleyhine olacağını vurguladı.

Özersay “İşte bunun yolu, yani paylaşmaya hazır olduklarını inandırıcı şekilde göstermelerinin yolu doğal zenginlikleri çözüm olmasa da, çözümü beklemeden oturup bizimle konuşmaları ve birlikte nasıl yöneteceğimizi ve paylaşacağımızı anlaşmamızdır. Bu nedenle gayrı resmi toplantıda müzakerelerin olası yeni zemini yanında ikinci bir başlık olarak doğal gaz konusunu da tüm taraflar oturup konuşmalıdır, müzakere etmelidir” ifadelerini kullandı.

“DOĞAL GAZ KIBRIS RUM LİDERLİĞİ İÇİN BİR SAMİMİYET TESTİDİR”

Kudret Özersay, olası 5’li toplantı için şu öneriyi de yaptı:

“Doğal gaz konusunda Rumlar Türkiye ile iş birliğine hazır olduklarını söylüyorlar.
Biz Rumlara iş birliği çağrısı yapıyoruz. Türkiye bizimle iş birliği yapmakta zaten. O zaman gayrı resmi beşli bir toplantı yapılacaksa ikinci başlık da doğal gaz olmalıdır. Doğal gaz konusunu oturup orada hep birlikte konuşmalıyız ve toplantı öncesinde bunun olacağının da açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır.

Bir yandan adadaki iki tarafın bu kaynakları nasıl yönetebileceği ve paylaşabileceği, diğer taraftan ise belirli temel prensipler bağlamında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konularını hep birlikte oturup ele almalıyız.

Bakın BM Genel Sekreteri’nin son raporunda da iki taraf ve ilgili diğer taraflar bu bölgede diyalog içinde olmalı ve iş birliği yapmalıdır çağrısı yapılmaktadır. Doğal gaz Kıbrıs Rum liderliği açısından bir samimiyet testidir. Bu kaynakların bize de ait olduğu konusunda samimiyseler, bu bölgede en uzun sahile sahip önemli bir ülke olarak Türkiye’nin haklarını gasp etmeye çalışmadıkları konusunda samimiyseler, hep birlikte bu konuları görüşmeye başlamak için gayrı resmi toplantı bir platform sağlayacaktır.”

“FEDERAL ZEMİNİN EN TEMEL PARAMETRELERİ DAHİ REDDEDİLİYORSA, ZEMİNİN KENDİSİ ZATEN YOK DEMEKTİR”

5’li gayrı resmi toplantı ile ilgili olarak Özersay, “Sayın Lute’un temaslarına baktığımızda, diğer gelişmeleri değerlendirdiğimizde, Crans Montana’dan itibaren söylediğimiz tespitimiz doğru çıkmıştır… Ortak müzakere zemini yoktur… Bir yanılsama vardır. Sanki iki taraf aynı cümleyi tekrar ettiğinde sanki ortak zemin varmış gibi düşünülür ve o zaman müzakere başlansın denir… Her iki taraf da federasyonu destekliyorum dediğinde bunun ortak zemin olmadığını bu kadar yılda öğrenmiş olmamız gerekir” dedi.

Özersay şöyle devam etti:

“Rum liderliğinin federal zeminin en temel parametrelerini dahi reddediyor olduğunu madem ki görüyoruz, o halde bize federasyon istediklerini söylediklerinde ortada ortak bir müzakere zemini ya da ortak bir vizyon olduğunu mu düşüneceğiz? Kendi kendimizi mi kandıracağız? Federal ortaklık zemininin en temel parametresi olan siyasi eşitliği yani paylaşmayı dahi içine sindiremedikleri bir ortamda federal zemin zaten yok demektir. Tam da bu nedenle yeni ve gerçekçi, bu adanın şartlarına uyan ve federasyondan daha farklı olan bir ortaklık modeli üzerinde konuşmaya başlamalıyız

Böyle bir toplantıya gidilirken sadece ‘Rum liderin federal çözüme bağlılığını sürdürüp sürdürmeyeceğini netleştirmek’gibi bir gaye ile hareket ederseniz, o da size ‘tabi ki federal ortaklık zeminini kabul ediyorum’ der ve sizi de o sonuçsuz müzakere sürecine hapseder. Oysa eğer biz Rum liderliğinin federal ortaklık zemininde konuşulduğunda o zeminin temel parametrelerini bile kabul etmediğini biliyorsak, bunu defalarca yaşamışsak o zaman o zeminde müzakereye devam etmenin bize zarar vereceğini, statükoya bizi hapsedeceğini de görebilmeliyiz”

20 Temmuz’un anlam ve önemine vurgu yapan Özersay, “20 Temmuz toprak bütünlüğümüzü sağlayan yegane bir olaydır. Bu toprak bütünlüğü üzerinde bir devlet kurduk” dedi.

Ailesine dair bir soru üzerine Özersay, başta babası olmak üzere tüm şehitleri rahmetle anarken, gazilere de minnettar olduğunu dile getirdi.

Özersay, Rum tarafında neden sürekli olarak adının geçiyor olduğunun sorulması üzerine “Ben bundan hicap duymam; memnuniyet duyarım çünkü statükocuların tekerine çomak sokabilmişizdir diye düşünürüm.” dedi.

Rum yetkililerle uzaktan uzağa cevap verme ötesinde doğrudan diyaloğunun da olduğuna işaret eden Özersay, “Rum liderliği ile muhalefeti ile sağından soluna doğrudan iletişimim sürüyor. Doğrudan diyaloğu önemsiyorum. Evet Rum tarafında ismim çok zikredilir ama ona bakarsanız bizim tarafta da çok zikredilir. Kurulu düzene çomak sokarsanız bu konuşulur. Rum tarafı bugünkü statükodan memnun. Bunu devam ettirecek yegane şey sonuçsuz müzakeredir. Buna karşı olduğum için de konuşulmam, Rum tarafında eleştiriliyor olmam doğal” diye konuştu.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir