Menü Altı
Menü Altı

Denktaş, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’ni ziyaret etti

Denktaş, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’ni ziyaret etti

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, Annan Planı’ndan bu yana Türkiye ile ortak bir hedef olmadığına değinerek oturup ortak bir hedef belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’ni ziyaret etti.

DENKTAŞ

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş’ın seçim bürosundan verilen bilgiye göre, Denktaş konuşmasında, “Derneğe her geldiğimde resimlere bakarak neler geçirdiğimizi hatırlarım” diyerek, bunları hatırlayarak, saygı duyarak “vatan” diye bıraktıkları bu topraklar üzerinde kurulan devlete de sahip çıkarak yola devam etmenin en önemli görev olduğunu söyledi.

“BEN ONA SADECE ‘CUMHURBAŞKANIM’ DİYE SESLENEBİLDİM”

Kurucu Cumhurbaşkanı’ndan sonra büyük bir boşluk oluştuğuna değinen Denktaş, onun yerini doldurmanın mümkün olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Öyle liderler 100-150 yılda bir gelir bir halkın önderliğine. ‘O’nun yerini dolduracağız’ iddiasında bulunabilmemiz bile mümkün değil. Hoş son zamanlarda propaganda yapacaklar diye beni ‘biyolojik oğlusun ama onun gibi düşünmeyensin’ diye bir kalıba sokmaya çalışıyor bazıları. Kendilerine vereceğim tek cevap var. Hayatımın altmışıncı yılındayım, bu dönemin sadece yarısında ben ‘baba’ diye seslenebildim. Herkes bugün onu hâlâ ‘baba’ diye kabul eder. Ben ama hayatımın ikinci yarısında 30 yaşımdan beri O’na sadece ‘Sayın Cumhurbaşkanım’ diye hitap edebildim. Öyle konuşmak durumundaydım çünkü siyasete girmiştim. O herkesin babasıydı, evet benim doğduğum evde onun himayesinde geldim bir yaşa kadar ama sonrası siyasetti. Onun görevi vardı, benim görevim vardı ve ben ona sadece ‘Cumhurbaşkanım’ diye seslenebildim. Bu benim, ‘bu bizim babamızdır. Senden fazla severiz’ diyenlerin haklı çıkaracak bir durum değil. Hepimizin babasıydı. Hepimiz için sığınılacak bir limandı. Derdimiz olduğunda hepimiz ona koştuk. Doğru. Ama bugün sırf oy devşirecekler diye bana söylemedik laf bırakanlara cevabımla, ‘genler bir şekilde geçer’. Sen ne kadar baba demiş olsan da, Denktaş’ın kendi fıkrası var. Baba fıkrası. Bu şimdi beni suçlamaya kalkanlar işte onlardan bazılarıdır. Ben o çınarın altında büyüdüm ama güneşe çıkmaktan zaman içinde kendi gölgemi yaratmaktan da çekinmedim. Elbette onun çizdiği yolda yürüyoruz. Yürümeliyiz de…”

“KURUCU CUMHURBAŞKANI’NIN HAKLILIĞI ORTAYA ÇIKTI”

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın haklılığın şimdi çok daha fazla ortaya çıktığını kaydeden Serdar Denktaş, Kıbrıslı Rumların çözümü engellediği, onların çözümün önünde engel olarak durmasının nedeninin de BM, AB, diğer dünya ülkelerinin kendilerini şımartması olduğunun bugün ortada olduğunu söyledi.

Henüz siyasette olmadığı dönemde Ulusal Konsey’in, 1985 Anayasası hazırlanırken Kurucu Cumhurbaşkanı’na en büyük ısrarı olduğunu ve Başkanlık sistemi ile devam edilmesi gerektiğini söyleyen Denktaş, Kurucu Cumhurbaşkanı’nın kendisine “Rumların Ulusal Konseyi var. Ne kadar ayrı fikirlerde olsalar da Kıbrıs sorunu gündeme geldi mi birleşebiliyorlar ve tek hedefte hareket edebiliyorlar. Ama bizde durum öyle değil. Herkes bir taraftan çekiyor. Ulusal Konsey oluşturup tek görüşte, tek hedefte birleştirmem mümkün değil” yanıtını verdiğini ve bu nedenle parlamenter sistemin tercih edildiğini ifade etti.

Artık durum değiştiğini vurgulayan Denktaş, bu dönem artık başkanlık sisteminin tartışılmaya açılması gerektiğini söyledi.

“TÜRKİYE İLE OTURUP ORTAK HEDEF BELİRLEMEK DURUMUNDAYIZ “

Bazı partilerin de bugün her ne kadar kabul etmeseler de, Güney Kıbrıs’ın uzlaşmazlığını görmüş durumda olduğunu, dolayısıyla daha bir ortak hedef belirlenebileceğini ifade eden Denktaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Esas mesele bizim, Annan Planı’ndan itibaren özellikle Türkiye ile ortak bir hedefimiz yok. Türkiye ile oturup ortak hedef belirlemek durumundayız. Bu ortak hedefi, müşterek ortak hedefi belirledikten sonra ada içerisinde ne yapılacağını, o hedefe ulaşmak için hangi adımlar atılması gerektiğini biz daha iyi biliriz. Çünkü burada yaşayanlar bizleriz. Bölgede ne yapılması gerektiği Türkiye daha iyi bilir. Çünkü bölgedeki en önemli, en büyük güç Türkiye.”

“GELİRLERSE GELİRLER… GELMEZLERSE GEREKİRSE YENİ BİR ANAYASA İLE YOLA DEVAM”

Kıbrıs Türkü’nün Türkiye’nin adımlarına, Türkiye’nin de Kıbrıs Türkünün attığı adımlara destek verdiği bir ortam yaratıldığı andan itibaren zaten önümüzün açılacağını belirten Denktaş, “Rum da fesi tekrar giyip başına bir daha düşünecektir ne yaptığını” dedi.

50 yıldır müzakere edilen iki toplumlu, iki kesimli federasyon tartışması yerine, merkezi çok zayıf, kanatları çok güçlü bir federasyon oluşur mu diye ucu açık olmadan ama ufku açık bir şeyi, konuşulabilecek bir masada buluşulabilmesinin tartışılması gerektiğini dile getiren Denktaş, “Gelirlerse gelirler. Gelmezlerse alternatifimiz KKTC’dir. Bundan geri adım atma diye bir şey düşünülemez. Gerekirse yeni bir anayasayla, yeni yasalarla, yeni yaklaşımlarla toplumu daha bir birlik haline getirebilecek bir diyalog süreci ile sadece konuşarak değil, dinleyerek de oluşturulacak bir ortamda daha iyi günlere yürümek bizim elimizde” dedi.

“GELECEK DÖNEM İHTİYACMIZ OLAN KARARLILIK”

Gelecek dönem kararlılık ihtiyacı olduğunu ifade eden Denktaş, 11 adayın içerisinde kendisinin bu anlamda devlet deneyimiyle, Kıbrıs sorununa hakimiyetle, tecrübeyle, 60 yıl Denktaş gibi bir lideri çok yakından izleyerek, gözleyerek öğrendikleriyle bu işin altından kalkacağına inandığını kaydetti.

Denktaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Kim ne derse desin, biz artık ikinci turu göğüsleyeceğimizi görüyoruz. İkinci tura kaldıktan sonra işler daha da kolaylaşır. Kiminle kalırsak kalalım zafer bizimdir.

Zafer diyorum çünkü o dönemin sonrasında ortaya çıkacak durum, gelecek yenilikler, gelecek değişimler gerçek zaferi oluşturacaklardır. Yoksa Cumhurbaşkanı seçilmek, yetkisiz Cumhurbaşkanlığını devralmak elbette çok büyük bir sorumluluktur. Büyük zorlukları olan ama sivil toplumla olan ilişkiler, hükümetlerle kurulabileceğimiz ilişkiler, Cumhurbaşkanı-Hükümet, Hükümet- Meclis kavgasını sona erdirebileceğine olan inancım gelecek dönemdeki bu zorlukları da bize kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.”

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir